2016/11/04

Kırılmış Kitap Yorumum


kırılmış kitap ile ilgili görsel sonucu

Kırılmış - J.L. Drake
Puanım 5/5

Ben Savannah Miller. Babam New York'un Belediye Başkanı. Yirmi yedinci doğum günümden bir gün sonra, biri beni arkamdan yakaladı. Kafama çabucak bir çuval geçirildi ve bildiğim her şeyden uzağa kaçırıldım. 

Dövüldüm, aç bırakıldım, hayvan muamelesi gördüm ve penceresiz bir odada yaşamaya mahkûm bırakıldım. Zamanın nasıl geçtiğini anlama şansım ve onurum kalmamışken, sonunda umudumu kaybettim ve her şeyi bitirmek için kendi kendime bir söz verdim. Maalesef bu ağır işleyen bir süreç olacaktı. Sonra bir gece, seçkin bir grup asker beni kurtarmaya geldi. Beni güvenli bir yere götürdüler ve bana iki seçenek sundular: 


  • Onların himayesi altında kal ve kurallarına uy...



  • Oradan ayrıl ve bir hafta içinde yeniden o vahşilerin eline düş.



  • Ben birinciyi seçtim. Bir terapistle görüşüp, çektiğim cehennem azabını irdeledikçe her şey yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlıyor. Yeni arkadaşlarım ve olası bir aşkın yardımıyla, hayatımı geri almak için mücadele ediyorum ve geleceğimi sonsuza dek değiştirecek seçimler yapıyorum. Bu benim hikâyem...

    "Her zaman düşebilirsin, Savannah, çünkü seni yakalayan ben olacağım." 
    -Logan-

    Son zamanlarda duygusal kitaplardan uzak kalmamın da etkisi olduğunu düşünmeme rağmen yinede okuduğum en güzel dramlardan biriydi. Daha da iyisi aynı zamanda polisiye gerilim olmasıydı. Dram, işkence, aşk, umut, savaş hatta eğlence bile vardı. 


    Kırılmış olmaktan daha kötü şey ne olabilir? Parçalanmış.


    Ana karakter Savi ve Cole'e bayıldım. Gerçi yan karakterlerde çok çekiciydi. Abigail, Sue, Mark ve Derek gibi.. Konusuna gelirsek, Savannah belediye başkanının kızı ve bir gece kaçırılıyor. 7 ay boyunca bir hücrede maruz kaldığı insanlık dışı muameleden yılmış ve herşeyi sonlandırmaya karar vermişken, ordu tarafından kurtarılıyor. Ancak kaçırılmasında ki olağan dışı bağlantılardan dolayı göz önüne çıkmaması gerekiyor. Ordu ile yaptığı anlaşma sonucu onların gizli evinde (ev dediysem malikane) onlarca asker ve yardımcıları ile kalıyor. 

    Aldığı psikiyatrik yardımlardan sonra tedaviyi Albay Cole'da buluyor ki zaten bu hiç şaşırtıcı değil. Kime güveneceğini bilememek, hafızana erişememek, çok sevdiğin ailene ulaşamamak boşluğunu çok çabuk geçmiş yazar. Bu da gerçek hayatta çok uzun süren bu tedavinin kitapta o kadar uzatılamayacağına bağlanmış. Hak vermekle birlikte okurken düşünmedim değil. Çok kısa bir zaman dilimini dolu dolu anlatmasından dolayı hikaye akıp gidiyor zaten.

    Başlarda esaretten kurtulunca yaşayabileceği daha büyük acıların olamayacağını düşünmüştüm ama yazar beni bu konuda yanılttı. Hikaye bir kabusun içinde başlıyor, sonra şevkatli bir aile romanı derken, ateşli bir aşk romanı okuduğumu düşünüyordum ki büyük bir kabusla bitti. Şimdi ikinci kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.









    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

    Online Okuyucular;