2017/03/28

Görgü ve Casusluk Okulu Kitap Yorumu


görgü ve casusluk okulu ile ilgili görsel sonucu

Görgü ve Casusluk Okulu - Gail Carriger
Puanım 5/5

On dört yaşındaki Sophronia, annesinin sabrını zorlamaktadır.

Sophronia görgü kuralları yerine saat sökmek ve ağaçlara tırmanmakla ilgilenirken ailesinin en büyük korkularından biri, kızlarının misafirlerin karşısında o korkunç reveransını yapmasıdır ve Bayan Temminnick kızının bir hanımefendi olmasını çok istemektedir. Bu yüzden onu Matmazel Geraldine'in Seçkin Genç Hanımlar İçin Görgü Okulu'na gönderir. 


Ancak Sophronia çok geçmeden bu okulun, annesinin umduğu gibi bir yer olmadığını anlar. Okuldaki genç hanımlar, görgü kurallarından fazlasını öğrenmektedir. Dans, kıyafet seçimi ve görgü kurallarının yanı sıra suikast, aldatma ve casusluk dersleri de verilmektedir; tabii olabilecek en kibar şekilde. 


Sophronia ve arkadaşlarını heyecanlı bir ilk eğitim yılı beklemektedir.. 
"Her sayfası, insana kahkaha attıran zekice diyaloglarla dolu."-Publishers Weekly-


"Carriger'ın genç yetişkin dalındaki ilk romanı Victoria Dönemi paranormal steampunk'ı ve cesur kadın kahramanlarını harmanlayarak yeni bir okur kitlesine taşıyor. Döneme has casusluk yöntemleri, zekâ dolu diyaloglar, komik anlar ve bir gemi dolusu tuhaf ama ilginç karakter de cabası."    -Booklist-


"Carriger'ın yarattığı kahraman tüm kadın okurlara rol model olacak kadar güçlü ve bağımsız. Kibar hanımefendi ve beyefendiler, zeplinler, robotlar, kurtadamlar ve vampirlerle buluşuyor, bu steampunk macerada okurları kendilerine çekiyor."-School Library Journal-


"Casusluk ve okul maceralarını harmanlayan Carriger, genç okurlarını paranormal steampunk'ın zekâ ve aksiyonla buluştuğu bir dünyaya davet ediyor."     -Horn Book-



Çocuk kitabı olmasına rağmen çok severek okudum. Viktorya Dönemi'nin ağdalı konuşma tarzı, şeytani kötücül beyefendiler ve casus hanımefendilerin maceraları çok çekiciydi. Okulda matematik dersini sadece 5 kişiyi kaç kg kuzu eti ile zehirleyebileceğin gibi en hayati detaylar için öğretmelerine bayıldım. 

Elbiseyi kırıştırmadan yuvarlanmak, uygun elbiseler ve şıklıkla bıçak fırlatmak gibi konular çok çekiciydi. Kurtadam, vampir ve mekahayvanlar ile çok çeşitli bir karakter yapısına sahip bir kurgu olmuş.

Taşra'nın ileri gelen ailelerinden birinin kızı olan Sophronia, ablalarının aksine ne reverans yapabiliyor ne de modayı takip ediyor. Asansör kayışına tırmanmak, saatleri bozmak gibi daha heyecanlı işlerin peşinde.. Annesinin kendisinden bıkması ile kendisini Görgü Okulu yolunda bulan Sophronia, daha okula varamadan karşılaştığı tehlikeler ve atıldığı maceralarla, yeni okuluna bayılıyor.

Öğretmenlerden, derslere her satırını keyifle okudum.. Çok eğlendim ve çok güldüm. Yaşları küçük olan karakterlerin zekalarına ve dialoglarına hayran kaldım. Vıcık vıcık aşkla sulanmamış olması ise paha biçilemez bir okuma zevki verdi.





Kusursuzlar - Louise O' Neill Kitap Yorumu


kusursuzlar louise o'neill ile ilgili görsel sonucu

Kusursuzlar - Louise O' Neill
Puanım 5/5

Stepford Kadınları, 1984, Damızlık Kızın Öyküsü romanlarının ve Kötü Kızlar dizisinin öğelerini bulabileceğiniz beklenmedik, rahatsız edici ve merak uyandırıcı KUSURSUZLAR kadınların, erkeklere hizmet etmeleri için yaratıldığı bir dünyada geçiyor, bütün kızların ilk görevi güzel olmaktır. 
Artık doğal yollarla dünyaya gelmiyor, özel olarak tasarlanıyorlar sonra da reşit olana kadar Okullarda, gelecekteki eşlerini tatmin etmek için yetiştiriliyorlar.
Eş olarak seçilemeyenler için ise geriye kalan seçenekler cariye veya Okul’da öğretmen olmak!
Okul’daki son senelerinin stresi artarken, Freida’nın en yakın arkadaşı hiç yapmaması gereken bir şey yapar: Kilo alır. Hemen sonrasında kızların izole ortamına eş seçmeye hevesli erkekler gelir.
Freida geleceği için savaş vermek durumundadır. En yakın arkadaşı, en sevdiği kişiye ihanet etmek zorunda kalacak olsa bile…
Yazar, yeni ve özgün bir yetenek.”   -Irish Independent-
“Düşündüren tarzı ve acımasız sonuyla bu fazlasıyla gerçekçi distopya, baştan sonra insanı kendine çekiyor.''   -SFX Dergisi-
“Karanlık bir rüya. Canlı bir kâbus. O’Neill’ın kurguladığı dünya korkutucu çünkü gerçekleşebilir. Bıçak gibi keskin bir dili var.”     -Jeanette Winterson-
“Derin, karanlık ve korkutucu şekilde gerçekçi, bu kitap sizi uzun süre bırakmayacak.”   -Marie Claire-
“Son derece çarpıcı… Sürükleyici, başarılı ve karanlık.”   -Marian Keyes-

Son zamanlarda okuduğum kitaplar arasında şüphesiz ki en etkileyici olanı.. Tüylerim diken diken okudum. Hikaye içinde ne okuduğunuzu unutup karakterlere kendinizi verdiğinizde çok eğlenceli olduğunu düşünebilirsiniz ancak anlık gafletiniz bir 0 kalori yiyecek ya da moda dışı bir elbise giymiş olan 'zevksiz bir zavallı kızın' hikayeden geçmesi ile bittiğinde ürpermemek elde değil.
Yazarın dili çok keskin ve akıcı.. Gerçekleşme ihtimali olabilecek bir kurgu yakalamış. Sanırım günümüzde erkek nüfusun azımsanamayacak olan bir kısmı bu dünyanın gerçeğe dönüşmesi için dua ediyordur. Hikayeye gelirsek; Büyük Afet sonrası insanlar yer altına çekilmiş ve nüfus çok azalmış. Öyle ki her yıl ortalama 10 erkek çocuk dünyaya geliyor. Kız çocukları ise rahimde boşuna yer kapladığı için artık yok. Hiç bir kadın dişi doğurmuyor. Kadın nüfusu tükenince bilim adamları laboratuvarlar da KUSURSUZ kadını yaratıyor.
Barbie bebekler görünümünde tasarlanan bu bebekler, 4 yaşına kadar yuvada büyüyor. Sonrasında ise kaderlerinin belirleneceği 17 yaşına kadar Okullara yerleştiriliyorlar. Her yıl mevcut erkek nüfusunun 3 katı kadar kız tasarlanıyor. Bunların üçte biri 'eş' olarak seçiliyor. Kalanları ise erkekleri tatmin etmek için cariye oluyor. Ya da erkekler arzulanmadığına karar verirse Okullarda öğretmen olarak kalıyorlar. 
Ana karakter freida, okulda ki son senesinde olan bir kız. Kızlar arasında ki çekişmenin, eş kapma yarışının (sanki bu konuda söz hakları var), mükemmel olma çabalarının ve kilo kalori kontrolü ile moda takibi arasında geçen zamanın bu kızlar üzerinde nasıl bir baskı oluşturduğunun somut örneği gibi..
Okulun en güzel kızının en yakın arkadaşı olması nedeni ile bir nevi dokunulmazlığı var ancak arkadaşının son sene gelişen dengesizlikleri ile yalnız kalan ve sürekli sevilmediğini düşünen bu kızın farkında olmadan verdiği kararlar, beceriksizlikleri ile kendi kafasında ki karanlık düşünceleri arasında büyük bir merakla okudum. 















2017/03/27

Yedi Kız Kardeş - Lucinda Riley Kitap Yorumu


yedi kız kardeş kitap ile ilgili görsel sonucu

Yedi Kız Kardeş - Lucinda Riley 
Puanım 5/4

Aşk mesafe tanımaz. Kıta nedir bilmez. Yıldız misalidir gözleri… 

Dünyanın dört bir yanından evlat edinilerek bir araya gelen ve isimlerini yıldızlardan alan yedi kız kardeşin öyküsü… 

Kız kardeşlerin en büyüğü ve en güzeli olan Maia D'Aplièse, onları bebekken evlat edinen babalarının yanından ayrılmaya hiç cesaret edememiştir. Bir arkadaşını ziyaret ettiği sırada babasının ani ölüm haberini alır ve bütün acısına rağmen kız kardeşlerini bir araya toplar. 

Yaşadıkları şaşkınlığı başka sürprizler de izler. Babaları cenaze töreninin onlar gelmeden düzenlenmesini vasiyet etmiş ve her birine onları evlat edindiği topraklara götürecek gizemli ipuçları bırakmıştır. Parçaları bir araya getiren Maia çok geçmeden kendini Brezilya'da, acılarla dolu yasak bir aşkın izlerini sürerken bulur.

1920'lerde Brezilya sosyetesinin en güzel kızlarından biri olan Izabela Bonifacio, babasının isteği üzerine soylu bir adamla evlenmek üzeredir. Oysaki âşık olmadığı bir erkekle evlenmenin değil, hayatı keşfetmenin hayallerini kurmaktadır. 


O sırada Brezilya'nın ünlü Kurtarıcı İsa Heykeli'ni tasarlamaya başlayan aile dostları Heitor da Silva Costa, Paris'e doğru yola çıkacaktır. Izabela kaderine boyun eğmeye razı olmuştur fakat düğünden önce babasından tek bir isteği vardır; da Silva Costa ailesiyle birlikte Avrupa'ya gitmek ve Paris'i görmek… Fakat aşk en yanlış zamanda, en beklenmedik yerde ve en yıkıcı haliyle çıkar karşısına. Genç ve yakışıklı heykeltıraş Laurent Brouilly, Izabela'nın kaderini sonsuza dek değiştirmek üzeredir. İki âşığın yürek burkan hikâyesi ise onlardan seksen yıl sonra haberdar olan Maia'nın geçmişini yavaş yavaş aydınlatmaya başlamıştır.

Yüreğine ihanet etmek ile ailesine ihanet etmek arasında kalan bir kadının, aşkın zaman ve mekân tanımadığını kanıtlayan hüzünlü hikâyesi… 

"Baştan çıkarıcı bir hikâyeler labirenti! Destansı bir seri için destansı bir başlangıç…" 
-Lancashire Evening Post-

"Aşkla ışıldayan, son derece sürükleyici ve gizemli bir hikâye…"
- Daily Mail-

"Büyüleyici, hüzünlü ve çok katmanlı bir hikâye…" 
-Grazia-

"Sizi sayfaların arasına hapsedecek türden bir aşk hikâyesi… İki farklı jenerasyonun yaşadıkları, insana gerçek aşk hayalleri kurduruyor." 
-Foreverland: el paraíso para siempre-

"Riley tarihî gerçekleri hayal gücüyle kusursuzca harmanlayarak büyüleyici hikâyeler yaratmayı başarabilen, çok yetenekli bir yazar. Yedi Kız Kardeş Takımyıldızı'ndan yola çıkarak kaleme aldığı bu çarpıcı seri, Kristin Hannah ve Linda Gillard hayranlarını etkisi altına alacak. İsimlerini gökteki yıldızlardan alan kız kardeşlerin hikâyelerini öğrenmek için sabırsızlanacaksınız.   -Booklist -


Hakkında çok kararsız kaldığım bir kitap oldu. Hikayenin başından itibaren mitolojiye bağlanacağını düşündüm ancak bu konuda hayal kırıklığına uğradım. Ancak hikaye içinde hikaye olması ile beni kendine bağladı. Isabel'in hikayesine bayıldım. Hüzünlü bir geçmiş zaman aşkı, Paris'in vurdum duymaz sanatçıları ve Brezilya'nın egzotik betimlemesi derken beni benden aldı.

Ancak Maia'nın kendi hikayesi beklentimin altında kaldı. Kötü olduğundan değil, yazarın yanlış yönlendirmesinden olduğunu düşünüyorum. Maia, kızkardeşleri ile birlikte evlat edinilmiş bir genç kadın. Her kardeşin farklı karakteri ve yaşamı olmasına rağmen hepsi onları evlat edinen babalarına resmen tapıyorlar. Bu arada ortada 6 tane kız kardeş var.. 

Salt Baba'nın kızları dünyanın dört bir yanından toplanmış ve babalarının onlara kurduğu masal gibi bir evde büyümüşler. Ancak hiç biri babaları hakkında ev hayatı dışında bir şey bilmiyor. Babalarının ölümü ile ortaya çıkan sırların açığa kavuşmasını bekledim, bekledim ama yazar hiç oralı olmadı. Kitap bir serinin ilk kitabı ve her kitapta başka bir kardeşin hayatı anlatılacak sanırım. 

Belki ilerleyen kitaplarda bazı şeyler açığa kavuşur...











Orijin - Jessica Khoury Kitap Yorumu


orijin kitap ile ilgili görsel sonucu

Orijin - Jessica Khoury
Puanım 5/3,5
Ölümsüz ve mükemmel bir genç kız.

Amazon Ormanları'nın derinliklerindeki gizli bir laboratuvarda büyüyen Pia, yazgısının farkındadır. Ölüme son verecek bir nesilden gelmiştir ve yeni bir ırkın başlangıcı olması beklenmektedir. Ancak on yedinci yaş gününde, yaşadığı yerleşkeyi çevreleyen elektrikli tel örgüde bir delik keşfeder ve hayatında ilk kez dışarı çıkar.


Ormanda yaşayan gizemli ve etkileyici bir çocuk.


Pia ormanda özgürce dolaşırken yakındaki bir köyde yaşayan Eio'yla tanışır ve kendine hâkim olamayarak onunla gizlice buluşmaya devam eder. İki genç, Pia'nın kökeniyle ilgili gerçeğin ipuçlarını bir araya getirmeye başlarlar ancak gerçeğin ölümcül sonuçları hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir...

Sevdikleriniz olmadan sonsuza kadar yaşamaya değer mi?

"Khoury'nin ilk romanı okuru yağmur ormanlarının yemyeşil doğasıyla buluşturuyor... Son derece sürükleyici bir hikâye... Baştan çıkarıcı bir deneyim."
-Kirkus Reviews-

"Bu harika çıkış romanı, ileri genetik mühendisliğinin ürünü on yedi yaşındaki ölümsüz bir genç kızı anlatıyor... 
Pia büyüleyici bir kahraman." 
-Publishers Weekly-

"Zekice kurgulanmış Orijin, sürükleyici bir okuma deneyimi sunuyor... İçinde romantizm barındıran bu macera romanı, bilimsel ama son derece egzotik bir ortamda, sonsuzluk arzusunu bambaşka bir bakışla sunarken zorlayıcı bir etik ikilemin de sınırlarında dolaşıyor." 
-Booklist-


Kitabın konusunda ölümsüzlüğün bilimsel keşfi diye okuyunca büyük bir merakla okumaya başladım. Yalın dili ve sürükleyici anlatımı sayesinde de çok kolay okudum. Klasik bilim-kurgu kitaplarından biraz daha farklıydı. Ana karakterlerin yaşının küçüklüğü ve her şeyden habersiz oluşlarının etkisi sanırım.

Benim beklentim daha bilimsel bir kurguydu ancak hikaye ilerledikçe fantastik unsurlar ön plana çıktı. Pia karakterini sevdim. Her ne kadar sürekli mükemmel olduğu söylense ve insanlar ona gıpta ile baksa da o kadar yalnız ve duygusuz bir hayatı var ki üzülmemek elde değil. 

Amazon ormanları ve yerlilerin dahil olduğu kısımlara bayıldım. Özellikle de Eio karakterini çok sevdim. Bilim insanlarının soğukluğu ve bilim uğruna her türlü ahlak dışı davranışı sergileyebilecek olanlarının varlığı günümüzde artık sır olmasa da zaman zaman yok artık dedirtti.

Her ne kadar beğensem de kafamda okurken tam oturmayan boşluklar kaldı. Bir tık daha iyi olabilirmiş sanki.. Kitap Corpus serisi olarak duyurulmuş ancak hikayenin bittiği yerden nasıl devam ederler bilemedim. Zaten devam etmese de çok yokluğunu aramam. 










2017/03/16

Cam Kılıç Kitap Yorumu / Kızıl Kraliçe 2


cam kılıç ile ilgili görsel sonucu
Cam Kılıç - Victoria Aveyard
Puanım 5/4

Ben bir kılıcım; şimşekten ve ateşten doğdum. Kalbimin kırılmasından korkmuyorum. Acıdan korkmuyorum. Sadece boşluğa uyanmaktan korkuyorum. 

Yalnız bir fırtınada tek bir şimşek olmaktan. Ben bir kılıçsam, camdan yapılmışım ve çatlamaya başladığımı hissediyorum. 

Mare Barrow sadece farklı olduğunu biliyor. Mare'nin kanı, Poyraz'daki sıradan her insanınki gibi kırmızıdır ancak Gümüş yeteneği, yani şimşekleri kontrol etme gücü nedeniyle saray onu gizlemiş ve himayesine almak istediği bir silaha dönüştürmüştür. 

Genç kız, tahtı ele geçirmek için ona ihanet eden arkadaşı Prens Maven'dan kaçmayı başardığında ise şaşırtıcı bir gerçeği keşfeder: Kendisi gibi farklı olan başkaları da vardır. İntikam arzusuyla dolu ve artık taç giymiş bir kral olan Maven peşindeyken, Mare yeni bir göreve atılır: Kendisi gibi yetenekleri olan Kızıl-Gümüş insanları toplayıp bir ordu kuracaktır. Yükselen bir şafak kadar kızıl, gümüş bir mermiden daha hızlı; zalim yöneticileri devirebilecek kadar güçlü bir ordu. Ancak iktidar tehlikeli bir oyundur ve Mare bedelini artık bilmektedir.

"Kızıl Kraliçe'nin hayranları hayal kırıklığına uğramayacak. Aveyard'ın üslubu akıcı, hızlı ve vahşi; Cam Kılıç'ta, serinin ilk kitabına işlediği macera, gerilim ve adrenalinle nişan alıyor, tetiğe basıyor ve hedefi on ikiden vuruyor." -The Guardian-


"Tehlikeli, heyecan verici ve keskin şaşırtmacalarla dolu bu devam kitabı çok ilgi çekici ve nefes kesici."      -Booklist-


"Yüksek tempolu ve macera dolu Cam Kılıç çok güçlü; serinin sabırsız takipçilerini ve distopik fantazya  okurlarını memnun edecek."    -Voya-


Seri olarak en sevdiklerimin arasında kesinlikle.. Kurgusunu çok seviyorum, yazarın kalemi ile de birleşince akıp gidiyor. Ancak benim şikayetim hikayenin gelişmesinde.. Gerçekleşen olaylardan hiç memnun değilim. İkinci kitap için daha güçlü hayallerim vardı. 

Öncelikle devrik prens Cal'in çok daha fazla olaylarda rol almasını ve daha güçlü olmasını beklerdim. Bu kitapta da yine ana karakterlerden biri olamamış. Hatta genelde olayların akışında bulunmasına rağmen ve olaylar Maven'den uzakta geçmesine rağmen o bile daha vurucu ve akılda kalıcı bir karakter hala..

Mare'nin gelişimi, gücünün artması ve stratejik kararlarını sevdim ancak karakter olarak hep kasvetliydi hala da öyle.. Yeni gelen karakterlerin hepsi kendine has ve çeşitliliği ile kendini sevdirdi. Ben daha bir isyan hazırlığı bekliyordum belki onun olmaması kafamı karıştırmış olabilir.

Kitap sona yaklaştıkça aksiyonun artması ve sonunda tabii ki yine hiç olmaması gereken bir yerde bitmesi beni oldukça sinirlendirdi. Sırada ki kitabı yine heyecanla bekliyorum. En sevdiğim karakter Shade oldu tabii o da detaylandırıldığından değil. Belki de sorun tek kişinin anlatmasıdır. Yazar Hem Mare hem de Cal olarak ikili anlatım yapsaydı bu kadar kapalı hissetmezdim okurken. 

Sonuçta kitabı çok sevdim ama küçük bir sitem olarak daha iyi olmalıydı diyorum.. Sevindirici haber ise film anlaşmalarının yapılmış olması.. 











Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;