2016/10/22

Kül Kitap Yorumu


kül kitap d&r ile ilgili görsel sonucu

Kül - Shani Petroff & Darcy Manley
Puanım 5/4,5

Kader önceden belirlendi. Yönetim tarafından sıkıca kontrol ediliyor. Değiştirilemez.

Madden Sumner bir Mor olarak doğdu. Sistemin en yüksek halkası. Kaderi Yediler Bakanı olmak. Dax halkanın alt tabanı olan Kül, bir Renksiz. Kaderinde gerçekleştirmesi gereken hiçbir şey yok. Buna rağmen hayatından vazgeçmiş değil. Statüsünün onu tanımlamasına izin vermeyecek. 


Dax ve Madden'ın yolları, özgürlüklerini kazanmak için verecekleri mücadelede hiç beklemedikleri bir şekilde birleşecek. Peki, kaderleri için savaşmaya gerçekten hazırlar mı?

"Petroff ve Manley eğlenceli bir roman okumayı vaat ediyor."-Publishers Weekly-


"Sistem karşıtı olan Uyumsuz ve Açlık Oyunları serilerini sevenler için Kül, okunması gerekenler listesinde olmalı. Eğlenceli, hız kesmeyen, büyüleyici bir kitap."    -School Library Journal-

Kül kitabı bir süredir elimde bekliyordu. Ancak distopyalarda beklemeyi sevmediğimden geç okursam ikincisini çok beklemem mantığını güttüm ve yeni okudum. Kurguyu ve karakterleri çok sevdim. Kitabın başından sonuna kadar soluksuz okurken sürekli devamını tahmin etmeye çalıştım. Gerçi iki ana karakterinde kız olduğunu bir süre sonra öğrenince tahmin etmeyi bıraktım.

Konusuna gelecek olursak, bildiğimiz dünya sıradan bir insanın yaptığı bir hata ile yok olma noktasına geliyor ve insanların çoğu ölüyor. Bunun üzerine güvende kalabilmek için herkesin doğumunda kaderi belirleniyor. Kurgunun sevdiğim noktası ise, bu kader belirlemesine göre insanların sınıfları değişebiliyor. Ancak tüm katı kurallara rağmen üst sınıfların çocuklarının renkleri çokta değişmiyor.

40 yıl önce yaşanan felaketten sonra kurulan düzenden üst sınıflar memnun görünüyor. Alt tabaka renkler hariç.. Dax bir renksiz. Öyle ki en alt tabaka külden bile kötü durumu.. Gerçi Dax'in hayatının boş olduğunu kabullenmeye niyeti yok.

Aynı okuldaki diğer renksizler tarafından görmezden gelinse de bunu umursamamaya çalışıyor. Madden ise, geleceğin bakanı.. En üst sınıf.. Herkes onunla iyi geçinmek zorunda.. Bunu umursamayan tek Dax sanırım :) Sisteme inancı sonsuz.. Ta ki bir gün bir Kül'ün yardımıyla kaderinin değiştirildiğini öğrenene kadar..

Bana yaşam tarzı Seçim serisini hatırlattı. İki kızın ilişkisine bayıldım. Kader sistemi ise traji-komikti. Düşünsenize kaderiniz belirlenirken, kaderinizin 18 yaşında ölmek olduğu söyleniyor. Yada 16 yıl sonra bir sokakta karşıdan karşıya geçmek... Sistemi yıkmak için verilecek olan savaşı sabırsızlıkla bekliyorum.










2016/10/19

Program Kitap Yorumu


program suzanne young kitap ile ilgili görsel sonucu

Program - Suzanne Young
Puanım 5/5

Hastalık: İntiharla Sonuçlanan Psikolojik Salgın
Tedavi: Silinen Anılar


Sloane kimsenin gözü önünde ağlamaması gerektiğini bilir; özellikle de intihar salgını tüm ülkeye yayılmışken ve böylesi bir tepki onun tek tedavi olan Program'a yollanmasına sebep olabilecekken. Sloane Program'dan dönen herkesin boş bir sayfaya dönüştüğünün farkındadır. Çünkü depresyonlarıyla birlikte anıları da gitmiştir.

Sürekli gözlenen duygularını gizlemek için elinden geleni yapan Sloane sadece James'le beraberken kendisi olabilmektedir. James ikisini de güvende ve Program'dan uzak tutmaya söz vermiştir, Sloane ise aşklarının her şeye dayanabileceğini düşünmektedir. Ama birbirlerine verdikleri sözlere rağmen gerçeği saklamak gittikçe zorlaşır; ikisi de günden güne zayıflamakta, depresyon sinsice ilerlemektedir. Ve Program Peşlerindedir. 


Kitaba bayıldım. Öyle akıcıydı ki, elimden resmen bırakamadım. Ancak okurken değişik duygular yaşadığımı belirtmeliyim. The Program Serisi 3 kitaptan oluşuyor. Diğer kitapları yayınlandığı için Pegasus'un bizi devamı için bekletmeyeceğini düşünüyorum.

Gençler arasında yayılan bir salgın sonucu 13 & 18 yaş aralığında ki gençler intihar ediyor. Hükümet bir proje ile bunun önüne geçmeye çalışıyor. Hastalık belirtisi gözlenen gençler, Programa altı hafta için alınıyorlar ve hastalıklı anıları siliniyor. Tedavi sonrası hepsi neşeli görünüyor ancak hayatlarının büyük bir kısmını hatırlamıyorlar. En yakın arkadaşları, aşık olduğu insanlar, nefret ettiği insanlar.. Kendisinin kim olduğunu bilmeme fikri diğer gençleri o kadar ürkütüyor ki Programa alınmadan intihar etmeye başlıyorlar.

Programa alınan Sloane'in Program öncesi ve sonrası yaşadıklarını soluksuz okudum. Program hakkında ki düşüncelerinde ona katıldım. Özellikle de kendi ailenin sana ihanet etmesi riski ama intihar edebilecek olması fikri ürkütücü. Hangisini seçerdim anılarımı kaybedip yaşamayı mı yoksa ölmeyi mi? Çok ikilemde kaldım ve karar veremedim. Sonuçta programın kesin sonucunun olduğu garanti değil. Program sonrası yaşadıkları da bunu anlatıyor zaten. Ayrıca hangi aile çocuğundan altı hafta ayrı kalır ki? Düşünsenize tacize uğrayabilir ve ona unutturulabilir. 

Birde öyle bir ortamdan bahsediliyor ki korkudan ağlayamayan, yas tutamayan bir gençlik zaten hasta olur. Ailesi ile tartışması hasta olduğu anlamına gelebilir. Yani günümüz lise çağı öğrencileri böyle bir ortama girerse hepsi Programa gönderilir. Onun için kesin bir fikrim oluşamadı.

program suzanne young kitap ile ilgili görsel sonucu

Klasik distopya kurgularından çok farklı ve özgün bir konuya sahip olan bu kitabı çok büyük bir keyifle okudum. Serinin devamını iple çekiyorum. 







Gece Yarısı Leydisi Kitap Yorumum


cassandra clare geceyarısı leydisi ile ilgili görsel sonucu

Gece Yarısı Leydisi - Cassandra Clare 
Karanlık Sanatlar Birinci Kitap
Puanım 5/5

Kahramanlar da kaybedebilir. Ama asla pes etmezler. Onları kahraman yapan da budur.

Cassandra Clare'in uluslararası çoksatar "Ölümcül Oyuncaklar" evreninde geçen yeni serisi "Karanlık Sanatlar"da Los Angeles Gölge Avcıları başrolde! 

Geceyarısı Leydisi bir Gölge Avcıları romanı.
Felaketlerin Gölge Avcıları'nı yok olmanın eşiğine getirmesinin üzerinden beş yıl geçti. Emma Carstrairs artık ailesinin yasını tutan bir çocuk değil, onları öldürenleri bulmaya ve intikam almaya kararlı genç bir kadın. 

Parabatai'si Julian Blackthorn'la el ele veren Emma, tüm Los Angeles'ı saran şeytani bir planı araştırırken aklına ve kalbine güvenmesi gerektiğini öğrenecek. Tabii kalbi onu tekinsiz yollara doğru sürüklemedikçe...

Julian'ın beş yıl önce peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ın, Gölge Avcıları'nın yardımına ihtiyaç duyan periler tarafından geri getirilmesi işleri iyice karıştıracak. Ama peri diyarında zaman öyle farklı işliyor ki, Mark, ailesini tanımakta zorlanacak. Acaba periler, Mark'ı gerçekten ailesine bırakacak mı? 


Bol ışıltı, şatafat ve meşhur Gölge Avcıları'yla, Geceyarısı Leydisi, Cassandra Clare'in "Karanlık Sanatlar" serisine sarsıcı bir giriş. Sevgiden daha büyük bir yasa yoktur!

Son zamanlarda okuduğum ve beni heyecanlandıran en iyi kitap! Yazarın kurgusu o kadar kusursuz ki yarattığı fantastik dünyada hikayeler hiç bitmiyor. Kitabın 800 sayfa olduğunu öğrenince çok sevindim. Okuma keyfimi uzatabilirim sanmıştım ama 2,5 günde bitti. :( Bir seride uzun sayfalar çıkarabilmek büyük yetenek olmalı. Öyle ki biz nasıl okumaya doyamıyorsak yazarda anlatmaya doyamıyor resmen. Ara kitap olan Magnus Bane'in günlüklerine de başladım ve onu gerçekten yavaş okuyorum. Her kitap arasında bir hikaye... Bitirince onuda anlatacağım.

Yazarın diğer serilerinde olan karakterlerin hikayeye kaynaması beni çok mutlu etti. Hele ipe sapa gelmez Gölge Avcı'sı Jace ve eşi Claire'in son durumlarını öğrenmek paha biçilemez. Ben kendi adıma Cehennem Makineleri serisini ve karakterlerini Ölümcül Oyuncaklar serisinden bir tık daha fazla sevmiştim. Ama bu kitap hepsinden iyi geldi.

Son karanlık savaş'tan 5 yıl sonrasında başlıyor kitap. Okuyanların hemen hatırlayacağı, enstitü baskınlarında ailelerini kaybetmiş olan çocuklar vardı. Blackthorne'lar ve Carstairslerin kızı Emma hikayenin baş kahramanları. 2 kardeşinin yarı peri olmasından dolayı konseyin verdiği kararla sürgüne gönderilmesinden sonra henüz 12 yaşındayken küçük dört kardeşine bakmak zorunda kalan Julian ve ona yardımcı olan parabataisi Emma sonunda 17 yaşına gelmiş ve gayri resmi olarak Los Angeles Enstitüsü'nü yönetiyorlar.

Ailesinin ölümünün üstünün kapatıldığına inanan Emma'nın tek amacı onların katilini bulup intikamlarını almak. Öyle ki bu hırs yüzünden sürekli yaptığı çalışmalarla döneminin en iyi Gölge Avcısı olduğu düşünülüyor. Julian ise Emma'yı her durumda destekliyor. Los Angeles'ta işler çığırından çıkınca, kapılarına  dayanan perilerle abisi Mark'ın özgürlüğü karşılığı pazarlık yapıyorlar.

Konsey'in haberi olmadan aldıkları büyük risklerle savaşan ikilimizin daha büyük bir sorunu var ki o da aşk. Parabataine aşık olamazsın! Yasa son derece açık ve cezası son derece ağır.. Peki bunun nedeni ne? Tüm bilinmeyenlerle gençlerin hayatlarını ortaya koyarak korumaya çalıştıkları aileleri ve masumlar.. 

Bir parantezde Mark'a açmak istiyorum. Tüm vahşi görünüşünün ardında sahip olduğu kırılganlık ve hassas ruha bayıldım. Sonunda verdiği karardan da memnunum. Ancak kitap ne kadar uzunda olsa bitmesinden haz etmedim. Hele o sonunda ki soru işaretleri... 

cassandra clare lady midnight ile ilgili görsel sonucu

Gölge Avcıları dünyasını çok özlemişim. Şimdilik Magnus Bane bu ihtiyacımı körüklüyor ancak diğer kitap çıkana kadar bir yeniden okuma serisi yapmayı planlıyorum. Ancak bu dünyanın en sevdiğim kitabı bu oldu sanırım. 



2016/10/10

Tüm Sırların Sahibi Kız Kitap Yorumum


tüm sırların sahibi kız kitap d&r ile ilgili görsel sonucu


Tüm Sırların Sahibi Kız / M.R. Carey
Puanım 5/4
"Elimde Dünyanın Bütün Kötülüklerini Barındıran Bir Kutu Olsaydı Kapağını Azıcık Aralar Ve Seni İçine Sokardım. Sonsuza Dek De Açmazdım."

Her sabah Melanie'nin hücresine askerler giriyor. Biri üzerine silah doğrulturken, diğeri kızı tekerlekli sandalyesine bağlıyor; boyun, kol ve bacak kayışlarını sıkıyor… Ardından diğer çocuklara katılması için Melanie'yi sınıfa götürüyorlar. Ve bu her sabah böyle devam ediyor.

Ta ki bir numaralı denek, Doktor Caldwell'in laboratuvarına çağrılana dek…

Ve işte o gün, Pandora'nın ölü çocuklarının yeniden doğduğu gün olacak.

"Distopyaya deha dolu ve yaratıcı bir nefes daha katıldı." 
-Kirkus-

"Orijinal, gerilim dolu ve çok güçlü bir roman." 
-The Guardian-

"Ürkütücü, hızlı tempolu bir roman ama insanın kalbini ısıtan bir yanı da var." 
-Marie Claire-

"İnsanı şaşkınlığa uğratıyor. Son sayfasına kadar ne olacağını merak etmekten kendimi alamadım. İnsan olmanın ne demek olduğunu sorguladım. Mükemmel." 
-Naomi Alderman-

"Mükemmel bir sonla taçlandırılmış, sürükleyici bir roman." 
-Samantha Shannon- 

"Şoke edici sonuyla tam bir şaheser." 
-Fabulous Sun Magazine-

"Hem duygu hem de gerilim dolu harika bir roman." 
-Mindfood-

"Bu yıl yalnızca bir kitap okuyacaksanız bunu okuyun." 
-Martina Cole-

'The girl with all gifts' filminin vizyona girmesi ile ilgimi çeken bu kitabı oldukça beğendim. Distopyalara ayrı bir tutkum olduğu malumunuz, bu kitapta umarım seri olmaması ile bu alanda yazılmış gayet başarılı bir kurgu. Hikaye akıcı olmasına rağmen özellikle Dr. Caldwell'in anlattığı kısımları okurken sıkıldım. Fazla teknik detaya girmiş bana göre.. Onun dışında beş farklı anlatıcı olmasına rağmen ana karakter Melanie!

Melanie karakterini çok sevdim. İnsanlığın neredeyse sonunu getiren bir virüs ile tüm insanlar acıkmışa dönüşüyor. Bir çeşit zombie oluyorlar. Düşünemeyeni konuşamayan sadece beslenen bu yaratıkları avlarken bir gün bazı çocukların farklı davrandığını fark ediyorlar. Virüsün tedavisini ya da aşısını arayan bilim kadını Caldwell kurduğu üste bu çocukları incelemeye başlıyor. 

Kendisinin bir acıkmış olduğunun farkında olmayan Melanie ise okul sonrası büyük şehire taşınmayı hayal eden bir kız. Denek olarak beyninin incelenmesi yapılacakken üssün uğradığı saldırı ile değişen şartlar ve rollerle hayatta kalma öykülerine bayıldım. İnsanlığın bitişi, şehirlerin boşalması ve medeni insanlar ile vahşi insanlar arasında ki savaşlar enteresan düşünülmüş. 

Sevemediğim karakter Dr. Caldwell'i aslında hikayenin sonlarında anlamaya başladım ancak bu yinede ona sempati beslememi sağlamadı. Kimbilir belki de herkesin bilime kendini adayamama nedeni vardır. Sonuçta tüm insanlık için fedakarlıklar yapılabilir ancak fedakarlığı yapan sen değilken bunun etikliğinin ya da uygunluğunun kararını kim verebilir ki? 

Ben kitabı okumadan önce filmi ya da fragmanını izlemedim ve hiç bir beklentim yoktu. Sanırım bu yüzden de beğendim. 




2016/10/05

Kara Saray Kitap Yorumum



kara saray melissa marr ile ilgili görsel sonucuKara Saray - Melissa Marr
Puanım 5/4

Bir genç kız için savaşan binlerce peri… 
Soluk kesici bir mücadelenin tuhaf hikayesi.

On yedi yaşındaki Leslie dövme yaptırmaya karar verdiğinde, perilerden ve onların karanlık iktidar mücadelelerinden habersizdi. Tuhaf şekilde, güzel ve gizemli bir dövmenin çekimine kapıldığında ise artık tek düşündüğü ona sahip 
olması gerektiğiydi. Dahası yaptıracağı dövmenin tüm 
hayatını değiştireceğine, arzu ettiği pek çok şeyi ona 
getireceğine inanıyordu.

Gerçekten de bu dövme tüm hayatını değiştirdi. Fakat yaşayacakları Leslie'nin hayal ettiği türden şeyler değildi. Dövme, onu, Kara Saray'ın ruhunu ele geçirmek için savaşan tekinsiz ve tehlikeli peri kral Irial'a bağlayan sinsi bir kelepçeydi. Leslie peri dünyasının büyüsüne karşı koyamayacak ve tehlikeleriyle mücadele etmeye çalıştıkça yavaş yavaş bu dünyanın derinliklerine doğru çekilecekti.


Serinin ilk kitabından aşina olduğumuz karakterlerden biri olan Leslie'nin (Ash'in arkadaşı) anlattığı bu hikayeyi de beğendim. Kara Saray'ın perileri kaos, acı ve şiddetle beslenebiliyor ancak Saraylar arası yapılan anlaşmaya göre ölümlülerden beslenmeleri yasak.. Bu da onların gücünü tüketiyor. Öyle ki sıradan kurşunlarla bir peri ölüyor.

Bu vahşi ve acımasız sarayın Kralı Irıal'in tuzağına düşen Leslie, kendini hiç olmadığı kadar güvende ancak hayattan kopuk hissediyor. Irıal'in tahmin etmediği ise, Leslie değişirken onuda değiştirecek olması.. Saraylar arası gerilim tırmanırken, Yaz Sarayı Kraliçesi arkadaşı için savaşa hazırken, Kralı Keenan tek bir ölümlü için savaş başlatmayı kabul etmiyor.

Savaş olmadan Leslie'yi kurtarmaya çalışan sevdiklerinin bir problemi var o da Leslie'nin kurtarılmak isteyip istememesi.. Kara Saray'ın iç yüzünü bu kadar güzel anlatan kitabı sevdim ancak olacakları tekrar tekrar okumaktan gına geldi. Öyle ki hem Irıal, hem Leslie kendi düşüncelerinde kendini sürekli tekrar etti. Arada kontrol ettim acaba sayfalarım mı karıştı diye. 

Leslie'nin başına geçmişte gelenler korkunçtu. Bir ara bende acaba mürekkep değişimi onu kurtardı da o kadar kötü değil mi diye düşündüm ki çok az sürdü. :) 








Lanetli Sevgili Kitap Yorumum


lanetli sevgili melissa marr ile ilgili görsel sonucu

Lanetli Sevgili - Melissa Marr
Puanım 5/4

Melodramatik, doğaüstü ve acı-tatlı bir romans.
Üstün bir macera.

3. Kural: 
Görünmezlere bakma.
Oysa perilere bakmakta Aislinn'in üzerine yok! Hem zaten bu güçlü ve kimi zaman tehlikeli yaratıklar, sinsice, biz ölümlülerin dünyasında dolaşmıyor mu? Bu yüzden de Aislinn, peri acımasızlığından, özellikle de 'görüş yeteneği'ni öğrendiklerinde başına geleceklerden ölümüne korkuyor ve tıpkı diğer gençler gibi onların varlığından bihaber olmayı diliyor.

2. Kural: 
Görünmezlerle konuşma. 
Yalnız, periler Aislinn'le konuşmaya başladı. Ürkütücü ve bir o kadar da çekici özelliklere sahip olan Keenan adındaki bir peri, Aislinn'le iletişim kurmaya çalışıyor ve ona cevaplamaktan korktuğu sorular soruyor.

1.Kural: 
Görünmezlerin dikkatini çekme.
Ama artık çok geç. Keenan, dokuz yüz yıldır kraliçesini arayan bir Yaz Kralı. Kraliçesi olmadan yaz mevsimi kaybolmaya mahkum. Ve o da, her ne pahasına olursa olsun, Aislinn'i Yaz Kraliçesi yapmaya kararlı. Aislinn'ninse ne istediği ya da ne dilediğinın bir önemi yok.

Peri entrikaları, ölümlü aşklar ve antik kanunlarla modern beklentilerin çatışması, Melissa Marr'ın bu son derece çarpıcı 21.yy. peri romanında biraraya geliyor.


Bu seriyi aslında çok sevdim ancak karakterlerle ilgili sanırım bazen boşluklar hissettim. Peri kurgularını çocuk masallarından yetişkinlerin dünyasına taşıması nedeni ile bu fantastik dünyaya bayıldım. Olay akışı ve yazarın yazım dili de güzeldi ancak karakterleri çok benimseyemedim. Bir de kitabın sonunda Ash'in ile ilgili gerçekler çok kafama yatmadı.

Aislinn, görü yeteneği olan liseli bir genç kızdır. Büyük annesi tarafından yetiştirilmiş ve kimsenin görmediği diğer dünyayı görüp duyabiliyor. Ancak periler, hain, kurnaz ve korkunç yaratıklar.. Yoksa değil mi? En azından ona öğretilen ve onun gözlemlediği kadarıyla öyleler..

Sıradan gibi görünen bir akşam üstü perilerden biri Ash ile konuşmaya karar verip onu seçince geri alınamayacak olan bir değişim başlar. Ash gitgide peri dünyasına ait olmakta ve bunu durdurması mümkün değil. İki seçim arasında üçüncü bir seçim hakkında diretmesi gerekiyor.

Yaz Kralı Keenan ise, annesi Kış Kraliçesi babasını öldürünce devraldığı krallığı yönetemez çünkü annesi onu bir çeşit lanetle bağlamıştır. 900 yıldır ölümlüler arasında aradığı Kraliçesi ona aşık olmayan ve onun dünyasından nefret eden Ash onun ve krallığının son çaresi.. 

Birde Seth var ki, ölümlü sıradan ve aşık bir insanın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Kesinlikle en sevdiğim karakter..

Sonuçta kitabı beğendim ama bayılmadım. Devamını okuyorum.. Fantastik yeni seri arayışında olanların beğeneceğini düşünüyorum.






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;