2016/08/31

Aşık Cadı Kitap Yorumum


aşık cadı ile ilgili görsel sonucu

Aşık Cadı - Ruth Warburton
Puanım 5/3,5

Aşk ve büyü birbirine karıştığında hangisinin gerçek olduğunu kim bilebilir? Seth'in aşkına ısrarla inanmayan ve onun büyünün etkisinde olduğunu düşünen Anna, gücünü yok saymaya ve sıradan insanlar gibi yaşamaya yemin etmişti. Ama büyünün de tıpkı aşk gibi kontrol edilemeyeceğini unutuyordu.

"Büyüyle bezenmiş bir romantizm, cesur kahramanlar, gizemli bir kasaba ve hayal gücünü zorlayan bir hikâye."
-The Bookseller-

"Büyüyle bezenmiş bir romantizm, cesur kahramanlar, gizemli bir kasaba ve hayal gücünü zorlayan bir hikâye."
-The Bookseller-

"Müthiş bir romantizm."
-The Times-

"Ruth Warburton, yine kaleminin gücünü konuşturmuş. Modern cadıların büyülü dünyasına kapılmamak imkânsız."
-Goodreads-


Yine çok hızlı okuduğum ve detayları ya da genel akışı ile kafamda cevaptan çok soru işareti bırakan bir kitap oldu. Klasik cadı tarihinden alınan bir örnekle günümüzde bir cadı mahkemesi oluşturdular ki.. Bilemedim. Yine oluşturulmaya çalışan bir aşk üçgenimsi bir durum var ki evlere şenlik.. 

Kitapları sevme nedenim dilinin akıcı olması, hemen bitmesi ve genelde pozitif bakış açısına sahip olması.. Ama Anna büyükannesinin kart vizitindeki kargayı nerede gördüğünü hemen anımsayamayınca ya da çok ciddi sonuçları olan tehditler karşısında önlem almayınca.. Kırmızı Başlıklı Kızı okuyoruz gibi bir duygu hissettim.

Aşk boyutuna gelirsek her şey çok güzel gidiyordu ama Anna nedense hala Seth'e yaptığı büyüde takılı kalmış durumda.. Eee insana demezler mi madem inanmıyorsun neden ilişkiyi kesmiyorsun diye.. Göz göre göre Seth'in evine yemeğe gitmesine ne demeli.. Çok basit bir kurgu yapısına sahip olduğunu düşünüyorum. 

Annesi ile ilgili biraz daha sır aydınlandı ki kalanını son kitaba sakladığını düşünüyorum yazarın.. Son kitabı için her hangi bir merak duymuyorum. Belki ilerde denk gelirse kafa dağıtmak istediğim bir dönemde okuyabilirim.


Seri Sıralaması;
2) Aşık Cadı
3) Yalnız Cadı



2016/08/29

Kasabada Bir Cadı Kitap Yorumum


kasabada bir cadı kitap yorumu ile ilgili görsel sonucu
Kasabada Bir Cadı - Ruth Warburton
Puanım 5/3,5

Aşk ve büyü bir kördüğüm olduğunda...

Anna, Winter kasabasındaki yeni evine taşındığında buranın biraz garip, hatta adeta büyülü göründüğünün farkındaydı. Fakat yine de biri gelip, ona kendisinin bir cadı ve gizemli yeni evinde bulduğu eski kitabın da bir büyü kitabı olduğunu söyleseydi, buna kahkahalarla gülerdi. Tabii, o muhteşem aşk büyüsünü denemeden önce. 

Okulun en yakışıklı çocuğu Seth Waters, Anna'nın karşısına geçip ona aşkını ilan ederken, doğru mu söylüyordu? 

Bu sırada, gittikçe büyü dünyasının çekimine kapılan Anna'nın gizli güçleri, kasabadaki cadılar konseyinin de dikkatini çekiyordu. 

Fakat konseyin kuralları, cadı klanları arasında bölünmelere yol açarak, kasabayı büyük bir savaşın eşiğine getirecekti. Peki, Anna hisleri ve geleceği arasındaki bu büyük savaşta, kalbinin sesini dinleyebilecek miydi?

"Büyüleyici bir aşk hikâyesinin yanı sıra, ölümcül güçlerin çarpıştığı heyecan verici bir roman. Ve Anna çok cesur… Serinin bu ilk kitabında romantizm, heyecanlı savaşlar ve büyüyü sevenleri bekleyen çok şey var."
-The Telegraph-

"Büyüyle bezenmiş bir romantizm, cesur kahramanlar, gizemli bir kasaba ve hayal gücünü zorlayan bir hikâye."
-The Bookseller-

"Müthiş bir romantizm." 
-The Times-

Martı yayınlarının tanıtımlarında gördüğüm ve çok merak ettiğim bir kitabı okumuş olmanın huzuru içindeyim. Kitabı hem beğendim hem beğenmedim. Öncelikle çok akıcı bir dille yazılmış ve olay kurgusu çok hızlı akıyor. Ama bazen fazla hızlı ve detaylara girmeden mi akıyor hissi uyandırdı bende.. Fantastik kitap tutkumu Tolkein'e borçluyum. Tabii onun gibi bir dehadan okuyup sevdiğim kurguların üzerine her kurguda aynı muhteşem dünyaları arıyorum ve ne yazık ki çoğunlukla hevesim kursağımda kalıyor.

Konusuna gelirsek, Anna annesini hiç tanımıyor o kadar ki babası bu konuda kesinlikle konuşmuyor. Hatta adını bile bilmiyor olabilir zira hiç geçmedi. Mükemmel bir baba kız ilişkileri var. Büyük şehirden küçük bir kasaba olan Winter'a taşınmaları ile başlıyor hikaye.. Evlerine ilk girdiklerinde hah dedim işte gotik bir ev kesin çok büyülü olaylar akacak burada.. Eh bir şeyler olsa da çokta etkileyici değildi. Yeni okulunda tanıştığı arkadaşları yatıya geldiğinde buldukları bir büyü kitabını okuyorlar ve klasik liseli kızların yapacağı gibi bir aşk büyüsü yapıyorlar. 

Spoiler verdiğimi düşünenler için bu kısım zaten hemen başlarda gerçekleşiyor. Tabii ki kızlarda işe yaramıyor ancak Anna'nın büyüsü tutuyor ve işler içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Yaptığını düzeltmek isterken kendini cadılar meclisinde buluyor. Bir de kötü cadılar meclisi var ki en sonunda da onları karşısına alıyor ve felaketler birbirini kovalıyor. Karaterleri genel olarak sevdim. Özellikle Seth'i.. Her ne kadar kötü çocuk izlenimi verilmeye çalışılsa da alakası yok...

Öncelikle kitabın konusu ilgimi çekmekle birlikte detaylar hakkında sıkıntılar vardı. Büyü dünyası çok gelişi güzel, üstünkörü geçilmiş ki zaten biz fantastik okuyucuları bu dünyayı merak ederiz. Klasik romantizm okumak istesek o tarzda kitaplara yöneliriz ki ben zaten okuyorum. Ama serinin devamına bir şans vermeyi düşünüyorüm. Aşık Cadı sırada ki kitabım olacak. Umarım onda olaylar biraz detaylanır...

Ruth Warburton ile ilgili görsel sonucu



Kitabın kapağını sevdim ki orijinali ile birebir aynı neredeyse.. Zaten hikayeyi merak etme nedenim kapağının güzelliğiydi. Her ne kadar yüz kullanılan kapakları genelde sevmesem de bunu beğendim. Winter Trilogy serisi 3 kitaptan oluşuyor.

Alıntılar
Seth Waters kesinlikle bugüne dek gördüğüm en yakışıklı çocuktu. Koyu kıvırcık saçları ve koyu renk gözlerinin yanı sıra yanık tenliydi; ama tüm bunların dışında ondan gözlerimi almama engel olan tarifsiz bir şey vardı.

Sıra bendeydi ama yapmak istemiyordum. Gerçekten, gerçekten bunu yapmak istemiyordum. Bu yanık kitapla, okunmayan tuhaf yazılarla ilgili uğursuz bir şeyler vardı.

Ama birinin ruhunu büyüyle değiştiremezsin, Anna. Bir insanı âşık edemezsin, gerçek aşk olamaz, böyle olamaz. Bana inanmanı nasıl sağlayabilirim? Tanrı aşkına! Seni sevmek istemiyorum, bunu göremiyor musun? Senden nefret etmek istiyorum. Ama yapamıyorum.

“Çocuk kendi başına nefes alabiliyor. Sanırım kurtulacak. Ama kız başaramayacak gibi geliyor.” Sislerin arasından duyduklarım bunlardı.










2016/08/28

Taç Kitap Yorumum


taç kiera cass ile ilgili görsel sonucu

Taç - Kiera Cass
Puanım 5/5

"Hayat, sen planlar yaparken basına gelenlerdir" denir ya, aşk da öyledir…

Eadlyn, Illéa'nın kendi Seçim'ini yapacak ilk prensesi olmuştu ama otuz beş adaydan herhangi birine âşık olmayacağına kesinlikle emindi. Planlarında aşka yer yoktu. Yarışmanın ilk beş haftasını, onları evlerine geri gönderebilmek için günleri sayarak geçirdi.

Ancak sarayda gelişen olaylara bakılırsa, kaderin Eadlyn için başka planları vardı. Eadlyn, annesiyle babasının peri masalına benzer
aşkları gibi bir ask yaşayabileceğinden, üstlendiği yeni görevler dolayısıyla buna fırsat bulabileceğinden emin olmasa da, Eros'un okunu durdurmak mümkün mü?

İste o an geldi, bir mucize gerçeklesti!
Hem de gökten yağan elmalar eşliğinde…

Dünya çapında büyük bir hayran kitlesi olan Seçim serisi, yeni kitabıyla yine çok dokunaklı bir masal anlatıyor.


Eadlyn karakterini önceki kitapta başlarda sevmemiş ancak sonrasında ısınmıştım. Bu kitapta ise kesinlikle America ile Maxon'ın kızı olduğunu anlıyoruz. Serinin beşinci kitabı olan 'Taç' hakkında yorum yaparken önceki kitaba ait spoiler vereceğim. Diğer kitapları okumadıysanız bundan başlamayacağınızı düşünüyorum.

Veliaht Prenses kitabı America'nın kalp krizi ile bitmişti. Halkın kendisini sevmesi için çok uğraşan ve sürekli gergin olan Eadlyn, babasının yerine vekaleten ülke yönetimi devralıyor ve çok akıllıca kararlar veriyor. Ülkenin ilk kadın hükümdarı olmanın stresi ve seçimin devam etmesi ile günleri soluksuz geçiyor. 

taç kiera cass ile ilgili görsel sonucu

Babası ve annesinin sonunda kendilerine zaman ayırmaları için ülke yönetiminin kendisine erken devrini istiyor. Bu arada hiç beklemediği yerden gelen bir tehlike karşısında seçimini hemen yapmak zorunda kalıyor ancak adaylarla ilgili sürpriz gelişmeler yaşanıyor. Sonunda ailesinin sahip olduğu aşkı buluyor ancak bir sorun var ki, o kişi aday değil. (Bunu bekliyordum zaten! :) )

Ülkesinin kendisini kabul etmesi ile tacı arasında kalan Eadlyn'in verdiği son karara bayıldım.. 

taç kiera cass ile ilgili görsel sonucu


Bu arada novellalardan Saraydan Hikayeler'i de okudum. Aspen ve Maxon'un annesi tarafından anlatılan iki kısa hikayeden oluşuyor. Bu dünyayı çok sevdiğim için bu kitabı da soluksuz okudum. Kitapların kısa olmaları beni hayal kırıklığına uğratıyor ancak elime aldığımda bitirmeden uyuyamadığım için daha uzun olsa okurken zorlanırdım.. :)






















2016/08/24

Fangirl Kitap Yorumu



Fangirl - Rainbow Rowell
Puanım 5/5

Cath bir Simon Snow hayranıdır.
Öyle ya, tüm dünya Simon Snow hayranıdır...
Ancak bu Cath için bir hayat felsefesidir ve o takipçi olma konusunda çok iyidir. İkiz kız kardeşi Wren'le çocukluklarından beri Simon Snow kitaplarını defalarca okumaktan, hayran kurgusu yazmaya kadar, kendilerini seriye adamış, annelerini kaybetmelerini de ancak bu şekilde atlatabilmişlerdir. Büyüdükçe Wren'in hayranlığı azalsa da Cath'in vazgeçmeye niyeti yoktur.

Üniversiteye gidecekleri sırada Wren, onunla aynı odada kalmak istemediğini söyleyince Cath kendi rahat dünyasının tamamen dışında, bir başına kalır. Son derece utangaç olan Cath, kendini yazdığı hayran kurgusuna kaptırmıştır. Hikâyesinde her zaman ne diyeceğini gayet iyi bilmekte ve gerçek hayatta hiç tecrübe etmediği romantizmi öyküsüne yansıtabilmektedir. Wren elinden tutmadan da Cath her şeyin üstesinden gelebilecek midir? Kendi hayatına başlamaya gerçekten hazır mıdır? Ya kendi hikâyelerini yazmaya?..
En önemlisi de Simon Snow sevdasını geride bırakma pahasına yola devam etmeyi istemekte midir?

"Son derece keyifli, sevgi dolu bir gençlik masalı; başarı kaderinde var."
-New York Journal of Books-

"Kesinlikle büyüleyici." 
-Kirkus Reviews-

"Rowell, son derece popülerleşmiş hayran kurgusu evrenini ve on sekiz yaşındaki bir kızın aklından geçenleri başarıyla aktarıyor."
-Entertainment Weekly-

"Eğlenceli ve duygusal bir on sekiz yaş hikâyesi, aynı zamanda da genç bir yazarın kendi sesini arayışı... Dokunaklı ve son derece gerçekçi." 
-Publishers Weekly-

"Bu kitapta büyü yalnızca değneklerle yapılmıyor; Rowell'ın karmaşık, canlı, sorunlu ve mükemmel ilişkiler kaleme alma konusundaki inanılmaz yeteneği sayesinde yazı, büyüye dönüşüyor." 
-Booklist-

"Etkileyici bir on sekiz yaş romanı... Gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmış karmaşık konularla dolu; zahmetsiz ve kusursuz anlatım da bu temaları ustaca birbirine bağlamış." 
-School Library Journal-

Rainbow Rowell'ın karakter seçimine, kurgu gücünün sıradanlığına ve kelimelerinin akışına hayran olmamak elde değil. Yazarı Eleanor & Park  kitabı ile tanımıştım. Hikaye tamamen farklı olsa da yazar kendi tarzını hissettiriyor. Yine sorunlu bir aile, kendini bulmaya çalışan gençler ve ilk aşk kurgusu kurmuş ve yine bayıldım.

Konusuna gelirsek, Cath ve Wren anneleri tarafından terk edilmiş ikiz kardeşler.. Cath utangaç olanı, Wren ise dışa dönük olan kardeş ve her ikisi de Simon Snow hayranı ama işin boyutu hayranlığı aşmış ve hayran kurguları yazıyorlar. Bu açıdan okumayı seven herkesin kendinden bulacağı bir şeyler bulunuyor kitapta..

Wren üniversitede ayrı odalarda kalmalarını söylediğinde Cath için hayat kabusa dönüşüyor. Çekingen olan ve insanlarla diyalog kurmada sorun yaşayan kardeşin bakış açısı anlatılmış roman. Karakter oluşumlarına bayıldım. Özellikle Levi'ye bayıldım. Baba kız ilişkilerini de çok sevdim. Cath'in masumluğu ve korkuları ise çok sevimliydi.

Cath'in kurgularına bayıldım. Kitabın arasında Simon Snow hikayeleri ile hayran kurguları eklenmişti ki çok güzeldi. Karakterlerin zayıflıklarını vurgulamasına bayılıyorum. Başlarında biraz ne olduğunu anlayamadım ama kesinlikle favorilerim arasına girdi..










2016/08/23

Kayıp Kitap Yorumu // Half Bad Serie #3


Kayıp - Sally Green
Puanım 5/4

Bela ile başlayan ve Vahşi ile devam eden Nathan'ın öyküsü, serinin son kitabı Kayıp ile okuru sarsacak ve akıllardan uzun süre çıkmayacak!

Nathan Byrn bir kez daha kaçıyor.

Avcı Ak Cadılar saldırıyor! Artık hiçbir Kara Cadı güvende değil! Nathan hiç olmadığı kadar güçlü ama aynı zamanda aklını kaybetmenin eşiğinde. İttifak'ı savunmak için, İttifak'ın elindeki en güçlü silah olmak zorunda.

Ve kendisinden nefret eden cadı toplumunu kurtarmak için sevdiği her şeyi riske atması gerekiyor.


Çok severek okuduğum ve final kitabını heyecanla beklediğim serinin son kitabını da bitirmenin huzuru içindeyim. Ancak son kitap beklentimi karşılayamadı. Hikayenin sonu tam bir hayal kırıklığı oldu benim için.. Klasik mutlu son olması diye düşünüp böyle bir sönük son mu uygun görmüş yazar bilemedim.

Soluk almadan sayfaları çevirdiğim bölümler çoğunlukta olsa da final kitabından beklentim farklıydı. Serinin ilk iki kitabı gerçekten hem yazım olarak hem de kurgu olarak müthişti. Bu kitapta Nathan artık tüm güçlerini edinmişti ancak yaşadıkları onun akıl sağlığını risk altına almış. Gabriel ise onun için çok endişelenen ve koşulsuz desteği ile yanında olan yegane isim.. 

Bu kurguda aslında seri daha uzatılabilirdi. Bence kitapta ki tat vermeyen kısım toparlama çalışması olmuş. Ama yine de çok sevdiğim ve soluksuz okuduğum bir kitap oldu.

Serinin Sıralaması;
1) Bela
2) Vahşi
3) Kayıp











2016/08/17

Köprü - Claire Wallis Kitap Yorumum



Köprü - Claire Wallis
Puanım 5/4
Köprüde dikiliyorum. Birdenbire, acımasız bir netlikle farkına varıyorum. Bir tek ben olmadığımı anlıyorum. Bunu daha önce de yaptığını biliyorum. Diğer kadınlarla. Başka şehirlerde. Başka köprülerde. Ama önemi yok. Onlar ben değildi. 

Emma Searfoss hayatı boyunca, kendisini taciz eden üvey babasından kaçmıştı. Evden ayrılmasının sebebi oydu. Ailesinden geriye kalanlarla bağını koparmasının sebebi oydu. Hepsinden önemlisi kontrol edemediği öfkesinin sebebi oydu. 


Yeni dairesinde mutfağını tamir etmek için yardıma komşusu geldiğinde, adamın esrarengiz büyüsü Emma'nın içindeki alevi sakinleştirmişti. David sakin ve kontrollüydü, ve Emma onun yanındayken hayatında ilk kez hissettiği bir güven duygusuna kapılmaya başlamıştı. Oysa ki David'in kendi ürpertici sırları vardı ve Emma tehlikeli bir çizgide yürüyordu; fakat David'in çekimine karşı koymak neredeyse imkânsızdı… 

"Daha ilk sayfadan okuru büyüleyen Köprü'nün sayfalarını heyecanla çevirecek, neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız." 
-Gözlerindeki Canavar ve Ruhumdaki Canavar romanlarının çoksatan yazarı JM Darhower. -

"Başladığınız andan itibaren elinizden bırakamayacaksınız! Fazlasıyla gizemli."
-Aestas Book Blog-

"Kesinlikle karşınıza çıkacak en farklı yeni yetişkin romanlarından biri. Sizi şaşırtacak ve etkileyecek bir kitap arıyorsanız, Köprü tam aradığınız şey." 
-RT Book Reviews-


Bu kitabı sevdim mi yoksa sevmedim mi kararsız kaldım. Özünde ki hikayeyi ve kurguyu sevdim. Karakterleri beni rahatsız etmedi, özellikle günlük konuşma dili ve anlatım tarzı rahattı. Ancak tanışma hikayeleri, ve ilişkilerinin gelişme aşaması fazla Harlequin tarzı olduğu için sanırım hayal kırıklığı yarattı. Çeviri ya da yazımdan yana rahatsız olduğum bir şey olmadı. Kitap tasarımına bayıldım. 

Hikaye her iki karakterin ağzından anlatılsa çok daha iyi olurmuş. David'i sadece Emma'nın bakış açısı ve diğer 6 kız arkadaşının gözünden tanımak kopukluklara neden oldu. Gereksiz bir cinsellik vurgusu yapılmış anlatımda bunu son zamanlarda +18 yayınların ilgi görmesine bağladım ve beni sıktı. Bir an önce sonuna gelmek için çoğunu atladım. 

Kitabın sonunun başında yazılması zekice çünkü yazılmasa başlar da devamını okumak istemeyebilirdim. Push serisi iki kitaptan oluşuyor. Yabancı serilerin devamlarını hızlı yayınladığı için ikinci kitabı çok beklemeyeceğimizi düşünüyorum. İkinci kitabı mutlaka okuyacağım. 



Kısaca konusuna gelirsek, Emma problemli bir aile yaşantısı olan ve üvey babası yüzünden ailesinin tümünü kaybetmiş, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve öfke kontrol problemleri yaşayan bir kız. Yeni taşındığı daire de David ile tanışınca hayatı hiç beklemediği şekilde değişiyor ve aşık oluyor. David her ne kadar kontrollü, korumacı ve değer veren bir erkek arkadaş olsa da ciddi problemleri var. Çok zeki bir seri katil olması gibi..

Bunun nedeninin kitabın sonlarında annesinin anlattığı bölümde açıklıyor ama çok tatmin edici gelmedi bana.. İkinci kitapta hikayeyi müthiş bir şekilde toparlayabilir yazar. Birini gerçekten sevince nelerden vazgeçebileceğiniz üzerine yazılmış bir kitap..

Alıntılar
Kum torbalan kenardan düşen son şeydi ve düştüklerinde mide bulandırıcı bir suya çarpma sesi duydum. Kalbimde yankılandı. Düşüşünü izledim. Benim için düşüyordu... Kahretsin. Ne yaptım ben?

Ben lanet olası sapık, orospu çocuğunun tekiyim ve sevdiğim kadın, sırf beni mutlu etmek için onu aşağı itmeme hazır bir şekilde köprüde dikiliyor.

Ve sırıtıyorum, çünkü biliyorum ki o yukarıda, köprüde, gülümsüyor. Mükemmel dişleri görünüyor. Gözleri ışıl ışıl. Çok mutlu. Ve belki de, umuyorum ki derin ve takdir eden bir sevgiyle dolu. Benim için.

Bir tek ben olmadığımı anlıyorum. Bunu daha önce de yaptığım biliyorum. Diğer kadınlarla. Başka şehirlerde. Başka köprülerde. Ama önemi yok. Onlar ben değildi.

Onu seviyorum. İçtenlikle seviyorum. Bu, diğerlerinin hiçbiri için söyleyemeyeceğim bir şey. Fakat ben, lanet olası orospu çocuğunun tekiyim ve ona olan sevgime rağmen bunu yapmam gerek.












2016/08/11

Yaralar ve İzler Kitap Yorumum



Yaralar ve İzler - Karina Halle
Puanım 5/4
Yara ne kadar eskiyse, iz o kadar derindir. 

Ellie, Camden'ı kurtarmak için hayatını riske atıyor ama eski sevgilisi Javier'in yaptığı planlardan tamamen habersiz: Ya Javier'in istediği korkunç suçu işleyecek ya da Camden ölecek. Ellie sevdiği adamı sonsuza kadar kaybetmeden önce, onu rakiplerinin önüne geçirecek bir hamle yapmalı.

Camden, Ellie ve Javier'in peşine düşüyor. İntikam arzusuyla yanıp tutuşurken hayatının kadınını geri almak için karanlık tarafa geçebilir ve bu uğurda her şeyi yapabilir. Camden aşk ve intikam arasındaki bu ince çizgide yürürken tarafını seçmeli.Nefesinizi tutun, kedi fare oyunu tersine dönüyor.

"Okuyucunun aklını başından alan üç olağanüstü kahraman, soluk soluğa bir macera, tutkulu bir intikam ve aşk hikâyesi."
-RT Book Reviews-

"Karina Halle okuyucuyu asla hayal kırıklığına uğratmıyor, hikâyenin ikinci kitabı üçüncüsünün muhteşemliğini müjdeliyor."
-USA Today-

"Karina Halle bu ölümcül aşk masalıyla hayal dünyanızı adım adım ele geçirecek."
-New York Times-


Gerçekten olağanüstü üç kahramanın satranç hamlelerini izlemek gibiydi. Klasik iki erkeğn arasında kalan kadın karakter hikayesine benziyor ama kendi içinde farklılıkları da yok değildi. Benim canımı sıkan Ellie'nin kendinden bu kadar şüpheye düşmesi ve duygularını analiz ederken yarattığı karmaşa oldu. Tamam tüm görüntüsüne rağmen güçlü değil kendini zayıf hissediyor ama aşk ve nefret ne kadar benzer olsa da birbirinden ayrılabilir.

İlk kitabın sonunu hatırlayanlar bilir ki Ellie, Camden'in hayatını kurtarmak için nefret ettiği ve çok korktuğu bir adama teslim olur. Javier ise gerçekten kötü ve sevdiğim kısmı buna bir kılıf uydurmaya çalışmaması oldu. Buraya kadar zaten beklenendi. Sonrasında Ellie'nin tavırları bana zorlama hatta salakça geldi. Javier'in ona vaad ettiği hayat gözünü kamaştırmadı. (Uzun iç seslerinden biliyoruz..) Tüm kötülüğüne rağmen onun dediklerine inanması ve Camden'in ondan vazgeçtiğini düşünmesi bayağı bir zorlama salaklık olmuş.

Onun dışında kurguyu sevdim. Hikaye Ellie ve Camden'in ağzından dönüşümlü anlatılmış ki bunu da çok sevdim. Camden karakteri tam rüyalarda ki şövalyeler gibi... Gus'un Ellie ile bağlantısı hakkında bir fikrim var ama son kitapta göreceğiz. Hikaye yine olmayacak bir yerde kaldı. Ne yani bu üçlü arasında neler olacak diye kaldım. Camden'in bu kitapta ki değişimi içinde ki karanlıkla paralel olmasına rağmen bilemedim...

Serinin diğer kitabı Zevk ve Acı geçmişi anlattığı için okumamaya karar verdim..



İlk kitabı 'Günahlar ve İğneler' yorumum için tıktık!

Alıntılar


Beni ya sevecek ya da öldürecek bir adamla kapana kısılmıştım.Javier Bemal’in ortası yoktu.

“Gitmekte özgürsün, Ellie Watt. Burada olmak istemiyorsanseni tutamam. Başka biri olduğunu sanmıştım. Galibayanılmışım. Ben bile hata yapabiliyormuşum demek ki...”
“Ne kadar öfkeli bir melek... Kanatların kesinlikle kirlenmiş,kararmışlar...”

“Aşkla saygı bir arada olmak zorunda değil.”

“Mutlu muyum? Ah, meleğim,benim kirli, kokuşmuş, yalancı meleğim! Hayır, mutlu değilim.Sen söylediklerimi yapana kadar da mutlu olmayacağım.”
Camden değişmişti. Hepimiz değişmiştik. Geçmişi geridebırakmıştık. Geleceğimizin ne olduğuna dair hiçbir fikrimyoktu.







2016/08/09

Günahlar ve İğneler Kitap Yorumu


Günahlar ve İğneler - Karina Halle
Puanım 5/4,5

Derinize işleyen günahlardan asla kurtulamazsınız

Ellie, bir dolandırıcı, bir hırsız, profesyonel bir yalancı. Aynı zamanda, kendisine çektirdiklerini dünyaya ödetmek isteyen bir kaybeden. Küllerinden doğmak için büyüdüğü kasabaya geri dönüyor.

Camden, bir dövme sanatçısı, kendisi olmaya çalışırken aldığı yaraları sarmaya uğraştıkça batıyor. Yıllar sonra ortaya çıkan eski aşkı Ellie işleri daha da karıştırıyor.

Javier, kendisini dolandırıp kaçan Ellie'nin peşine düşmüş azılı bir suçlu. Ellie'yi her ne pahasına olursa olsun elde etmek istiyor.

Bir kazananı, iki kaybedeni olan bu kedi fare oyununda kozunu doğru oynayan tüm dengeleri altüst ediyor.

Bu baş döndürücü oyuna var mısınız?

"Bu muhteşem hikâyeye kendinizi tamamen kaptırabilirsiniz, dikkatli olun."
-Usa Today-

"Bu kitabı Quentin Tarantino ve Martin Scorsese birlikte yazmış gibi. Ateşli, seksi, romantik ve heyecan dolu."
-Publishers Weekly-

"Tehlikenin sınırlarında dolaşan modern romanları sevenler; karanlık, cesur ve seksi bir dille yazılmış Günahlar ve İğneler'i çok sevecek."
-Xpresso Reads-

Bu romantik, gizemli, suç dünyasının göbeğinden yazılmış olan romanı çok sevdim. Yazarın kalemi akıcı, dili sade, kurgu yeteneği ise eksiksizdi. Bana göre boşlukta kalan bölümler yoktu ki olan kısımlarda da zaten 'kız' geçmiş anılarını anlatarak kapatıyordu.

Konusuna gelirsek, Ellie profesyonel bir dolandırıcı ve yalancı.. Bu şekilde yetişmiş. Henüz 10 yaşındayken ailesi yüzünden başına gelen kaza yüzünden kendine güveni tam gelişememiş genç bir kadın. Kaçmaktan yorulduğuna karar verince dürüst bir yaşama başlamaya karar veriyor kendini bildiği tek yuva olan kasabada buluyor.

Lise arkadaşı Camden ile karşılaşınca işlerin düşündüğü gibi gitmeyeceğini fark ediyor ve onu dolandırmaya kalkıyor. Ancak egosu mu yoksa yeteneğinin körelmesi mi bilinmez kendisini av olarak buluyor. Geçmişten günümüze birbirlerini bu kadar incitmiş olan ikilinin aşklarına hoşgeldiniz...















Camden karakterini sevdim. Yeterince garip bir adam :) Duygu değişimlerini yazar çok iyi anlatmış. başlarda çok sevimli davranırken bile hep tetikte kalmanızı sağlıyor yazar. Birde aşk üçgeninin tamamlayıcısı Javier var. Onunla ilgili kitapta hep olmasına rağmen aslında çok detaylı bilgiye henüz sahip değilim. Ara kitapta ''Zevk ve Acı'' Javier ve Ellie 'nin aşkını anlatmak için geçmişe dönüş yapmış yazar ancak ben kaldığı noktadan devamını okumak istediğim için direk serinin ikinci kitabını aldım. 

Olayların akış hızı, aksiyon ve romantizmin sık sık kendini göstermesini çok sevdim. Her karakterin kendince günahlarının olduğu ve bunlarla yüzleşmelerinin olduğu bölümler hikayeyi daha inandırıcı yapmış. Seri üç ana kitap ve bir ara kitap olmak üzere dört kitaptan oluşuyor. Tr'de sonuncu kitabı henüz çıkmadı. 









2016/08/08

Asi Yürek Kitap Yorumum // Toz Diyarı Serisi 2


Asi Yürek - Moira Young
Puanım 5/5

Saba arkadaşlarının da yardımıyla Tontonları yenişinin ve kaçırılan erkek kardeşi Lugh'un kurtuluşunun ardından dünyasının normale döneceğini düşünmektedir. Fakat zorlu bir düşman yükseliştedir ve Saba'nın başına bir ödül koymuştur. Çünkü genç kız sadece Lugh'u kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda acımasız bir tiranı da alt etmiştir. Tabii her zaferin korkunç bir de bedeli vardır… 

Bu süreçte Saba en çok Jack'e, onun ay ışığı gözlerine, hoyrat kalbine gereksinim duyar. Ancak Jack uzaklardadır. Üstelik Saba'nın Jack'e bir daha asla güvenmemesi gerektiğine dair haberler de genç kıza ulaşır. İhanete uğradığını düşünen Saba, hayatta kalmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için yine var gücüyle mücadele etmek durumundadır. 

Toz Diyarları Serisi'nde macera Kan Kırmızı Yol'un ardından Asi Yürek'le devam ediyor. Saba ve arkadaşları yine heyecanın bir an olsun eksilmediği bir serüvenle okurların karşısına çıkıyor.

"Okurlar aksiyon dolu bu üçlemenin sonuna gelmek için fazlasıyla sabırsızlanıyor olacak." 
-Jennifer M. Brown-

"Yazarın sürükleyici anlatımı, okurları bu güzel ve tehlikeli arazinin daha da derinine çekeceğe benziyor."
-Publishers Weekly-


Yine yol hiç durmaz, uzar gider diye okuyup hemen bitirdiğim, ilkinden bir tık daha iyi bulduğum mükemmel bir kitap olmuş. Yazarın kalemine hayran kaldım. Böyle sakin sakin yazıyor ama olayların gelişimi hiçte sakin olmuyor. Serinin üçüncü kitabını merakla bekliyor olacağım. 

Bu kitapta distopya vurgusunu daha kuvvetli hissettim. İlk kitabı okuyanlar için bir kötü haber var ki o da Jack'in sahnesinin azlığı.. Aslında hikayede hep adı var ama kendisinden çok haber alamıyoruz sonlara kadar.. Tontonlar yeni oluşumu ile daha disiplinli bir ordu görünümüne bürünüp, Yeni Cennet diyarında sadece en iyilerin yaşaması gerektiğine karar veriyor. Birde başına ödül konmuş olan Ölüm Meleği'ni arıyorlar.


Saba yine kendini yollarda bu sefer kalbinin peşinden giderken buluyor. Sonunda kavuştuğu ikizi Lugh ise benim fikrim tam bir hayal kırıklığı.. Tam bir ergen, mutsuz, huysuz çocuk modunda.. Jack'ten gelen haberler üzerine onu bulmaya kararlı olan Saba yolda yine beklemediği müttefik ve düşmanlarla karşılaşıyor. Bu arada kalbinin peşinde gittiği yolda ulaştığı sonuç onu hiç memnun etmiyor.

İlk kitap Kan Kırmızı Yol yorumum için tıktık!






2016/08/01

Yüzleşme - Tutku Oyunları#2 Kitap Yorumu


Yüzleşme - Aleatha Romig
Puanım 5/4

Anthony Rawlings ile Claire Nichols…

Kuralları tutku, esaret ve deliliğin yan yana gelişiyle yazılan, ölümcül bir oyunun iki farklı tarafıydı. Aşkın görünmez tuzağına düşüp, oyunu kaybettiğini düşünen tarafsa Claire'di. Ancak bilmediği bir şey vardı; bazı oyunlar tam da bitti sanıldığı yerde başlardı.


Önce Anthony Rawlings'in baskıcı aşkından ve lüks hapishanesinden, sonrasında ise yeni esaretinden kurtulan Claire Nichols, artık özgür. Öte yandan bu yeni özgürlük çok daha fazla sır, tehlike ve yepyeni bir esaret anlamına da geliyor. Elindeki sorulara alacağı her cevabınsa bambaşka bir bedeli var. 


Claire bir kez daha düşmanının karanlık gözlerinin içine bakmak zorunda.
Anthony ve Claire için kurallar yeniden yazılıyor.
Bu oyun henüz bitmedi. İkinci rounda hazır olun. 
Şimdi sonuçlarla yüzleşme zamanı!


Bu serinin iki kitabını arka arkaya okumuş olduğum için çok mutluyum. Çünkü ilk kitabın sonundan sonra ikinci kitap için büyük bir beklenti oluşturmuştu yazar. Eh aynısını üçüncü kitap içinde yapmış ama olsun. Bu kitap ilkinin bıraktığı bombalardan sonra biraz sönük kalmış bana göre ancak serinin devamı olduğu düşünülürse iyi bir geçiş romanı diyebiliriz. Aklıma takılan bir diğer konuda ilk kitabın altı yüz küsür sayfa olmasından sonra ikincisinin dört yüz altmış sayfa olması.. Acaba seri olarak başlamamış desem kitabın sonu seri olduğunu vurguluyor. Neyse bilemedim..

Hikayeye gelecek olursak, Claire ilk kitabın sonunda hapishaneye giriyordu ve geçmişi anlatan bir kutu eline geçiyordu. Bu kutuyu kimin gönderdiği hala muamma, arada anlatılan geçmiş zaman bu kitapta da devam ediyor ve bence geçmişten hiç beklenmedik bir karakter olaya dahil olacak. Beklenenden kısa süre içerisinde hapisten çıkan Claire, hiç tahmin etmediğim yardımlarla hayatta kalmayı bırakın, resmen Tony'ye kafa tutacak konuma geliyor.

Özgürlüğünü yeniden yaşamasına bayıldım. Hiç farkında olmadığımız, sahip olduğumuz sıradan şeylerin (yürüyüş yapmak, cep telefonu, istediğini giymek,..) değerini hatırladım. Daha nefret dolu bir kadın bekliyordum ancak bunu bulamadım. Anthony ile yüzleşme kısımları da beklenileni vermedi henüz.. Ancak devamının geleceğine eminim.. Harry karakterine ise bayıldım. Kesinlikle destekliyorum..


Birde potansiyel bir diğer kurban Sophia'nın hikayesi var ki, o konuda hala kafam karışık.. Nasıl bir intikam planı sergileneceğini bilmiyorum ama Derek ile olan ilişkilerine bayıldım. Sophia ile Claire sonunda bir araya gelir mi acaba?

Sonuçta devam kitabı olarak beğendim. Umarım sırada ki kitap çabuk gelirde beklemek zorunda kalmam. Bekleyince unutup serinin heyecanını kaybedebiliyorum.. Bu arada her iki kitabında bölüm başlarında yazan ünlü sözlere bayıldım..

İlk kitabı Tutku Oyunları yorumum için tık tık!

Alıntılar


Söylediğiniz yalandan paçayı kurtarmanın sırrı buna tüm yüreğinizle inanmaktır, bu yüzden bir, başkasına yalan söylemek yerine kendinize yalan söylemeye çalışın.


Işık, her şeyden daha hızlı hareket ettiğini sanır, ama yanılır. Işık ne kadar hızlı hareket ederse etsin, gideceği yere her zaman ilk önce karanlığın vardığını ve kendisini beklediğini görür.


Mutluluğun bir kapısı kapanırken diğeri açılır, ancak 
kapanan kapıya çok uzun bir süre bakarsak, bizim için açılan 

diğer kapıyı göremeyiz.

Birbirinizi sevin, ama birbirinizi sevginizin kölesi yapmayın. 
Sevgi, bırakın ruhlarınızın kıyılan arasında gidip gelen, 

yükselip alçalan bir deniz olsun.











Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;