Ada Yanıyor - Lynne Matson
Puanım 5/3
"Koşun, diye düşündü Ada. Ateşinizi yakın. Direnin! Ada, insanların yanışını izlemekten zevk duyacaktı. Yanmak en beter acıları getiriyordu. Ada hatırlayınca içi bir tuhaf oldu, ardından o hatırasındaki acıyla kükredi, nefretle köpürdü, gözünü kan bürüdü ve asla dinmeyecek bir intikam hırsıyla tutuştu. Ama bu gece başlangıç olacaktı.""Gerilim dolu, güçlü bir çıkış romanı. Ada'nın sinematografik anlatımı ve tehlikelerle dolu doğası, Lost dizisi hayranlarına yepyeni bir bölüm gibi gelecek."
-Publishers Weekly-
"Nil Adası'na geri dönmek için sabırsızlanan okurlar için sürükleyici, gerilim dolu bir hikâye."
-Kirkus Review-
Kaybetmek seçenek değildi fakat kazanmak Skye'ın her şeyine mal olabilirdi... Skye'ın ve Rives'ın adayı yok etmek için göstermiş olduğu çabaya rağmen Nil Adası hâlâ varlığını sürdürüyordu. Ve Skye'ın peşini bırakmaya niyeti yok gibiydi. Gün geçtikçe kötüleşen, inkâr edemediği bir karanlıkla mücadele eden Skye giderek dağılmanın eşiğine doğru sürükleniyordu. Adanın gücü giderek artıyor ve Skye da karşı koymak için savaşıyordu. Kısa süre içinde Skye, Nil Adası'ndan gerçekten kurtulabilmek için adanın acımasız döngüsünü kırması gerektiğini keşfetti; ve bunu yalnız başına yapmazdı.
Ada tüm gücünü serbest bıraktığında Skye hayal bir edemeyeceği kadar acımasız, imkânsız bir seçim yapmak zorunda kalacaktı. Ada saati ilerledikçe sadece acı dolu tek bir gerçek ortaya çıkmıştı: Yalnızca bir taraf kazanabilirdi.
Kimler Nil Adası'na geri dönecek ve kimler hayatta kalmayı başaracaktı?
Serinin son kitabı ilk iki kitabın verdiği tadı ne yazık ki vermedi. Zora ki uzatılmış ta finalinde tüm karanlığı göstermek zorundaymış gibi hissettim. Serinin diğer kitaplarında mevcut olan enerji bunda yoktu. Skye'ın boğuştuğu karanlık ve bezginlik ise okurken resmen beni tüketti.
Son kitapta Skye, adadan kurtulmasına rağmen onu kafasından atamıyor. Uykularında sürekli karanlıkla boğuşuyor. Uykusuzluğun verdiği yılgınlıkla çok zeki bir şekilde ölüm ikizlerine gitmeye karar veriyorlar. Orada ise tek Ada'nın çağrısını tek duyanın onlar olmadığı ortaya çıkıyor ve bir şekilde kendilerini Ada'da buluyorlar. Ada'yı üçüncü ziyaretlerinde Ada'nın tüm gücünü, yorgunluğunu ve güçsüzlüğü fark ediyorlar.
Artık bu savaş son bulmak zorunda! Dünyanın geleceği için Ada'nın kazanmasına izin veremezler.. Evet bu düşünceler arasında, umutsuz görünen ve kırılan karakterleri okumak çok hoşuma gitmedi. Durup durup aynı Adaya dönmeleri ise üçüncüye baydı. Her gelen çaylakla Ada kurallarını hatırlamak vs gereksiz olmuş. Final sahnesini ise çok sevdim. Artık sonunda bitiyor Yuppi'den mi yoksa gerçekten sağlam olduğundan mı bilemem. Okuyunca kendiniz karar verirsiniz.
Ancak söylemeden edemeyeceğim ki Ada'nın su kısmında açılan kapılarda olmalı tezi bu sefer kanıtlandı. Keşke finali ona bağlasaymış yazar böylece aynı kuralları okumamış olurduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder