2016/01/22

Tatlı Şeytan & Tatlı Tehlike & Tatlı Hesaplaşma Kitap Yorumu


Tatlı Şeytan & Tatlı Tehlike & Tatlı Hesaplaşma
Puanım 5/3,5

Tatlı Şeytan : Zevk, Günahın Tuzağıdır… On altı yaşındaki, lise öğrencisi Anna Whitt yaşıtlarından biraz farklı bir genç kızdır. Anna, renkler vasıtasıyla insanların duygularını görür, hatta isterse hisseder. Kilometrelerce ötedeki sesleri duyar, kokuları alır. Anna, farklı olduğunu bilir ama "ne" olduğuna dair en ufak bir fikri yoktur. Ta ki gizemli yakışıklı Kaidan Rowe ile tanışana dek. Kaidan, onun da kendisi gibi, iblis soyundan gelen bir Nefil olduğunu açıklayınca Anna'nın önünde karanlık bir dünyanın kapıları aralanır. Kaidan'ın büyüsüne kapılıp bu dünyaya adımını attığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayatı boyunca "iyi bir kız" olan Anna, ya diğer Nefiller gibi iblislere boyun eğip kötülüğe hizmet edecek ya da kaderini baştan yazacaktır…

Tatlı Tehlike : Görevleri, cennetten kovulan iblislere hizmet etmek olan Nefillerden biri olduğunu öğrendiği günden beri hayatı altüst olan Anna, kötülüğe boyun eğmemeye kararlıdır. Ama dört bir yanda kol gezen fısıldayan iblislerin ve acımasız Düklerin dikkatini çekmemek için o da diğer Nefiller gibi çalışmak zorundadır. Bunun için tüm çekingenliğinden sıyrılıp bir parti kızı oluveren Anna artık tüm eğlencelerin aranılan ismidir. Bu şekilde yaşamaktan nefret etse de o, çok büyük bir amaca hizmet edecek olan "seçilmiş kişidir" ve zamanı geldiğinde ona emanet edilen Erdem Kılıcı ile büyük bir savaşa öncülük edecektir. Ama o güne dek kimliğini gizli tutmalı ve toplayabildiği kadar yandaş toplamalıdır. Bunun için kendisi gibi bir Nefil olan Kaidan Rowe'a duyduğu büyük aşkı bile kalbine gömen Anna, bir yandan "kötü kızı" oynarken bir yandan da iblisleri yeryüzünden silmek için ölümcül bir mücadeleye girişecektir.

Tatlı Hesaplaşma : Vakit gelmiştir. Savaş artık kapıdadır. Kalbi duru bir Nefilin yeryüzünü iblislerden temizleyeceğine dair kehanetten haberdar olan Dükler, Anna'nın peşine düşmüştür. Anna, hem kendi soyunun hem de tüm insanlığın kaderini belirleyecek olan hesaplaşma gününe kadar saflığını muhafaza etmek zorundadır. İblisleri cehenneme geri gönderecek olan Erdem Kılıcı'nı kullanabilmesi buna bağlıdır. Ama peşindeki iblisler ve yanı başındaki Kaidan Rowe ile işi hiç de kolay değildir. Anna ne pahasına olursa olsun, saflığını ve inancını koruyarak hayatta kalmalı ve iblislerle kozlarını paylaşacakları bu görkemli savaşa öncülük etmelidir.

Aslen dört kitaptan oluşuyor ancak ülkemizde henüz üçü çevrildi. O an ki ruh halimden mi bilmem ancak ilk kitabına bayıldım. Karakter ve kurgu tanıtım kısmı çok akıcıydı. Konusu diğer pek çok fantastik kitaplara benziyor.
İlk kitapta Anna kendisinde bir farklılık olduğunu düşünüyor ancak ne olduğunu bilmiyor. Ta ki Kaidan'ın müzik grubunu dinlemeye gidene kadar. Sonrasında iblisler, melekler ve nefillerin (iblislerin insanlardan olan çocukları) bulunduğu bir dünyaya adım atıyor. Artık tüm kurallar değişiyor. Bu dünyaya uyum sağlaması ve düklerin (iblislerin) onayını alması şart yoksa öldürülcek. Ne kadar ahlaksız olursa puanı o kadar artıyor. Bir de şehvet dükünün oğlu Kaidan'a aşık olunca işler içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Kendisinin sıradan bir nefil olmadığını, annesinin bir melek olduğunu öğrenen Anna'nın bir karar vermesi gerekiyor. Ya savaşacak ya da iblislere uyacak. Aslında ortada bir karar yokta neyse..

İkinci kitapta ise Kaidan'ın, Anna'dan onun iyiliği için uzak durması, Anna'nın da onun kendisini sevmediğine inanması aşaması var ki okurken daral geldi. Hep aynı klişe, her serinin ikinci kitabında bir ayrılık bahanesi bulunması mı gerekiyor acaba? Böyle bir kural varsa yayınlasınlar bizlerde ya seri kitapları okumayalım ya da ikincilerini pas geçelim. İlk kitabı o kadar beğendikten sonra bu anlamda hayal kırıklığı oldu. Ama derseniz ki iblislerle savaş durumu ne oldu? Eh işte onda da yandaş toplama ve dükleri kandırmaya çalışmaları ile geçti. 

Üçüncü kitabında ise savaş patlak veriyor ve nefiller ile düklerin cennet ve cehennem arasında tercih yapmaları gerekiyor. İkinci kitaba göre konu biraz toparlamış. Özellikle savaş sahnesi ve orada ki sürprizler... Yani her şeyin bir bedeli vardır tamam ama insan bu kadar savaşınca sevdiklerini kaybedeceğini düşünmez sanırım. Sonu her ne kadar tahmin ettiğimiz gibi olsa da bir kaç müdahale ile bizi şaşırtmayı başardı.

Seri genelinde dialoglara bayıldım. Zaten edebi olsun diye kasan kitaplardan nefret ederim ki genelde türkçe yazarlar bu hataya çok düşüyor. Karakterleri gayet eğlenceli ve başarılı hatta bazı iblisler bile sevimli olmuş. Nefilleri çok sevdim ve aslında üzüldüm de sonuçta seçim şansları olmamış. Bir şans bulunca da üzerine atlayıverdiler. Kitap kapaklarını sevemedim ama.. O resimdeki erkek ile kafamda canlandırdığım Kairan arasında ciddi farklar var. Zaten kapaklarda insan kullanmalarını sevmiyorum.

Son kitabını da çıkınca mutlaka okuyacağım. Sonuçta serileri yarım bırakmaktan nefret ederim. Boş vaktinizde akıp geçecek,fantastik romantik birde eğlenceli bir kitap isterseniz, kesinlikle okuyabileceğiniz hafif bir seri olmuş. Hataları, eksikleri vardı ama kendi türünde ki diğer bazı serilere göre gayet iyi..

2 yorum:

  1. Son kitabının orijinalı ne zaman yayınlanmış,ne zamana çevirilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son kitabı yayınlandı.'Tatlı Cazibe' Olayları başından Kaidan'ın gözünden anlatıyor. Okumaya başladım ama araya başka kitaplar girdi. Konuları bildiğim için arada okuyorum.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;