Ateş, Kazan ve Bir Tutam Aşk - H. P. Mallory
Puanım 5/4
Ölüleri canlandırabilme gibi eşsiz bir yeteneğe sahip olmasına rağmen aşırı mütevazı olan bir cadı. Onun patronu olmak ile sevgilisi olmak arasında gidip gelen tehlikeli derecede yakışıklı bir warlock.Sırlarla dolu, altı yüz yaşında, cadılara düşkün İngiliz bir vampir.
Tam bir kaos içindeki Yeraltı Dünyası. Ve oyun başlasın!
Medyum Jolie Wilkins için hayat hiç de kötü değildir. Gerçi anlatacağı bir aşk hayatı yoktur ama Los Angeles banliyösünde şirin bir evi, bir kedisi ve ilginç bir kankası vardır.
Ve hayatına, Jolie'nin bir cadı olduğunu ısrarla iddia eden ve dünyasını alt üst edebilecek, onu günaha sokacak kadar çekici bir warlock olan Rand Balfour girer. Rand, onu bir müşterisinin ölümü ile ilgili bir gizemi aydınlatmasına yardım etmesi için tutar ki bu müşterisi de bir hayalettir. Jolie sadece hayaletin ölüm sebebini keşfetmekle kalmaz ama aynı zamanda onu hayata geri döndürür!
Jolie'nin ölüleri hayata geri getirdiği haberi büyük bir hızla yayılır. Bu onu Yeraltı Dünyası'nın en çok aranan kişisi haline getirir. Sonuç olarak, Jolie kendini onun yeteneğini kullanmak isteyen şeytani bir cadı ve onu koruması altına almak isteyen tehlikeli ama çok seksi bir vampirle, patronu olan warlock Rand'in arasında bulur.
Vampirler, cadılar, iblisler, kurt adamlar ve periler.. Sanırım unuttuğum bir tür kalmadı. Bir de bir noktada bahsedildiğine emin oldum bir kahin.. Evet yeraltı dünyası gayet çeşitli ve zengin.. Bu açıdan kitap bana Anita Blake serilerini hatırlattı. Ama sadece çeşitliliği bakımından, sakın yanlış beklentilerle okunmasın çünkü kendi içinde eğlenceli olsa da Anita Blake dünyası ile kıyaslanamaz.
Jolie, kendisinin sıradan bir insan olduğunu zannediyor! Auraları görebilen, gelecekten görüler gelen bir insan.. En yakın arkadaşı ile bir Medium Store tarzı dükkan işletiyor. İşlerinin çok durgun olduğu bir anda Rand'den gelen teklif, tüm risklerine rağmen reddemeyeceği kadar cazip.
Ancak yeteneklerinin sadece görü olmadığı, aynı zamanda canlandırma özelliği olduğu keşfedilince, bildiği dünyayı bırakıp, mecburen yeraltı dünyasına dahil oluyor. Hem de ne dahil olmak, herkes ona sahip olmak istiyor. Yaklaşan yeraltı savaşı için kullanılacak bir mal olarak görülüyor.
Rand, bir warlock. (erkek cadı) Yakışıklı, zengin, sadık, inatçı ve kesinlikle çok güçlü.. Tam ideal erkek.. Bu karakteri sevdim ancak iş ahlakı diye dayatmaya çalışılan kısımlar biraz oturmamış. Jolie'yi istiyor ama zorla uzak duruyor. En sonunda salak saçma bir açıklama yapıyor. Sanki yazarın aklına o anda gelmiş gibi bir his uyandırdı bende..
Arka kapakta bahsedilen vampir Sinjin, kitabın bir başında çok kısa birde sonlarına doğru bomba hareketlerle göründü. Sanırım üçlü ittifak kuracaklar ancak bu kitapta çok fazla yeri yoktu. Ancak olduğu kadarıyla Jolie, ondanda etkileniyor.
Şimdi arka kapak yazısını okuyunca Jolie'nin, cool, ilişkiler konusunda baskın olmadığını sanırsınız. Ama yok, gayet yüksek hızda çalışan hormonları var. Kitap boyunca hep istedi, düşündü, kimi görse ona yükseldi resmen ancak bir icraatte bulunmadı. Kendi tabiri ile seksi bir kadın değil ancak her gören onu istiyor nedense..
Bu karakteri sevdim mi çok emin değilim. Biraz aptal geldi bana.. Çok güçlü olan karakterler, ilk başka güçlerini keşfetme aşamasında hep salağa yatar ya, Jolie'de öyle bir karakter.. İkinci kitabında karar veririm sanırım.
Birde Jolie'nin arkadaşı Christa var. Hep hikayenin içinde ancak hiç bir anlamlı hareketi yok. Sadece boşluk doldurmada kullanılmış, varlığı anlamsız bir karakter. Tabii bu seriye giriş kitabı olduğu için yazar her birine uygun görevler bulacaktır diye düşünüyorum. Dönem dönem aksiyon unsurları vardı ki bence tam yerinde ve dozunda olmuş.
Hikayenin kurgusu hiç şaşırtıcı değildi. Kitabı sevme nedenim eğlenceli olması sanırım. Karakterlere çok takılmadan okudum. Cadılar ve diğer yeraltı dünyası yaratıkları hakkında çok az bilgi geçmiş, ana karakterde o kadarını biliyor zaten. Ama sürekli hormonlarını kontrol etmeye yoğunlaştığı için mi bilmem sorgulamıyor.
Sonuç olarak ben fantastik kurguları sevdiğimden dolayı ve özellikle Rant karakterini tuttuğum için devamını da okurum. Ancak çok büyük beklentim yok. Sizlerde büyük beklentilere girmeden okursanız, sevebilirsiniz.
Kapağına gelirsek, hiç beğenmedim. Orijinal kapak kullanılmamış, o da animasyon ama bundan daha çok sevimli.
Alıntılar
Hiç erotik rüyalar görmem ve seksi bir kadın olduğumu düşünmüyorum. Kimseyle flört etmediğime bakarsak, sanırım bu, dünyanın en ateşli kadını olmamamla bağlantılı bir durum olsa gerek.
Bu gecenin daha da garipleşemeyeceğini düşünürken peri konusuna odaklanmaya çalıştım. Periler gerçekten varlardı. Üstelik vampirler ya da cadılarla herhangi bir ilişkileri olsun da istemiyorlardı. Onları suçladığımı söyleyemeyeceğim.
Anlamıyorsun, Jolie, başka seçeneğin yok. Bizim topluluğumuz sizinki gibi değildir. Bizde seçme hakkı veya demokrasi yoktur. Ve şimdi eğer senin bir koruyucun yoksa, onun birliğine katılmak zorunda bırakılacaksın.
“Bir cadıyla warlock'ın ilişkisi sonsuza kadar sürer. Evlenme yoktur, boşanma da. Bu daha derin bir şeydir. Bu, ruhlar arasında bir bağdır.''
“Onunla bir olacaksın demek. Aranızdaki büyü bağları sizi tek bir varlık haline getirir. Birbirinizin düşüncelerini okuyabilirsiniz, büyü gücünüz on kat artar çünkü birbirinizin büyüsünü paylaşırsınız. Ama aynı zamanda aynı sorunlara hassas hale gelirsiniz. Sevdiği cadı ölünce ölen cadılar gördüm.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder