Bu Adamın İtirafları - Jodi Ellen Malpas
Puanım 5/4
Three ...
Two ...
One ...
Zero baby ...
İkinci kitap için yaptığım yorumu okumuş olan arkadaşlar bilir ki, çok beğenmemiştim. Ancak beğenmeme nedenim tamamen Ava'nın iç gevezeliklerinden kaynaklanıyordu. Bu kitabı da onun için bu kadar geç okudum aslında.. Anca beynim dinlendi. Okumamış olanlar için ikinci kitap yorumum tık tık!
Bu kitapta yine ikincisi gibi, bittiği yerden devam ediyor. Yani çiftimiz bir kaç ay içinde bir sürü olay yaşamış oldu. Cinsel sahneleri ikincisi kadar ağırlıklı değil bu sefer. Yani her ne kadar hatırı sayılır miktarda olsa da yine de cinsellik üzerine kurgulanmamış. Ama zaten bu tarz kitaplarda genelde son kitaplar biraz daha cinsel sahnelerden uzak oluyor.
Son kitabı en beğendiğim kitap oldu aynı zamanda.. Olaya ailelerin dahil olması, Jesse'nin Pandora'nın Kutusu gibi açılmış olan ve sürekli yeni bela üreten geçmişinin aydınlığa kavuşması ile okurken oluşmuş olan tüm boşluklar doldu. Bu arada Sarah hakkında ikinci kitapta yaptığım yorumları bilirsiniz. Kendisine biraz sempati besledim bu kitapta ki benim için büyük şok.. Genelde sevmediğim bir karaktere anlayış besleme durumu yaşamam kurgularda.. Buda yazarın zekasını takdir etmeme neden oldu.
Biraz kitabın konusunu anlatacağım. Bundan sonra ki bölüm Spoiler içerir. Merakta kalmak isteyenler okumasın! :)
Jesse ve Ava'nın düğünü ile başlıyor hikaye.. Ve gece boyunca Jesse, Ava'yı ne kadar sevdiğine herkesi ikna ediyor. Bence romantizm ve sevgi gösterisi bu kitapta biraz fazlaydı. Ancak kişisel tercih.. Ben çok gelemem vıcık vıcık durumlara, ancak Ava bu konuda gayet mesut..
Sonrasında ise Ava'nın hamileliği ve hamileliği inkarı ile son bir sürtüşme yaşıyorlar. Ava'nın karakterini zayıf bulduğumu söylemiştim ki bu zaten ilk başlarda, heh aferin kızıma!, tabii ya neden her dediğini yapacaksın!, senin bedenin senin kararın diye gaz vermelerim arasında çok çabuk değişti.
Ancak gelişen olaylar, hem Ava'yı hem de bebeklerini birden fazla kez tehlikeye atınca, Jesse'ye de hak vermedim değil. Ancak unutmayın henüz geçmişinde kaybettiği insanları bilmiyordum. Ve evet yanlış yazmadım. Bebekleri yani ikiz..
En sevdiğim diyalog Jesse ile doktorun diyaloğu oldu.
- Her iki kalp atışını da duyabilirsiniz.
- Bebeğimin iki kalbimi var?
- Hayır Mr.Ward, her iki bebeğinizin de tek kalbi var ve her ikisi de sağlıklılar.
Jesse, Ava'ya ne kadar düşkünse bebeklerle bu 10 kat falan arttı. Gebelik kitapları okumalar, aldığı besinlere dikkat etmeler ve Ava'yı ilgiye boğmalar bitmedi. Başlangıçta gayet aksiyon dolu olan kurgu bu kısır döngüye girdiğinde sıkıldım ve okurken zorlanmaya başladım ki, yazar yine bu kısmı geçip hiç beklenmedik yerden vurunca yaklaşık son 100 sayfayı bir çırpıda okuyuverdim. Bu arada sıkılma nedenlerimden biride Ava'nın bebekler doğunca Jesse'nin ilgisini kaybedeceğinden korkması ile ilgili yaşadığı güvensizlikle ilgiliydi.
Bir parantezde başta bahsettiğim Sarah'a açacağım. Evet hiç hoşlanmadığım ve yerden yere vurduğum bu kadına neden sempati beslediğim meselesine gelince.. Başlangıçta Ava'dan özür diledi ve intihar girişiminin arkasından Jesse zaten tek başına altından kalkamadığı Manor'un işlerinde ihtiyacım var bahanesi ile onu tekrar Manor'a aldı. Burada ki sakinliği benim gözümde Ava'nın karakterini gerçekten tiksinç kılmıştı. Her neyse, Sarah Carmichael'in (Jesse'ye Manor'u bırakan amca) sevgilisi iken, Jesse ile birlikte oluyorlar. Bunu gören Carmichael'de yanında çok önemli iki kişi ile arabaya atlayıp uzaklaşırken kazada ölüyor. O iki kişi ise beni şok ettiği için, kitapta ki zevkinizi bozmamak adına burada kesiyorum. Ancak Sarah ile Jesse'nin birbirlerine bağlanma nedeni aynı işkenceden geçmeleri..
Yine Ava'nın müşterisi yapışık Ruth vardı ki, son iki kitapta müşterilerinden bir tek onunla ilgili olarak sık sık bahsediyor. Bir şey bekliyordum ondan ama bu kadarını hayal edememiştim. Bildiğin psikopat çıktı. Gerekçeleri ise daha da şaşırtıcı.. Ama yine bir boşluk var ki, o da Ava'nın salaklığı.. Yani aldığı tehditleri söylememesi ki yani hadi ama kim standart bir hayat yaşarken, birden tehdit almaya başlar ve önemsemez ki..
Kate, Dan ve Sam üçgeni nihayet istediğim gibi çözüldü ve Dan karakterinin değişimi beni şaşırttı. Sonuçta Ava'nın kahramanım dediği kardeşini bu kadar yanlış değerlendirmesi.. Ama iç seslerine maruz kalan bizlerin, bunu anlamamasına şaşırmamamız gerekiyor. Yine o Danimarka'lı Mikael ve uyuz ex-karısı Coral bir şeyler çeviriyorlar ayrı ayrı.. Ama onlar esasen tehlikeli değiller. Coral'ın dolapları ise Drew'in başına geçiveriyor kimse anlamadan.. Ama o da haketti yani..
Ve en sevdiğim bölüm sonunda yine Jesse'nin kendi ağzından 5 yıl sonrasını anlattığı bölüm oldu. Acaba aynı hikayeyi Jesse anlatsa ne kadar daha çok sevebilirdik?
Bu adamin itiraflari türkçe baskısı ne zaman çıkacak hicbiryerde yok ��
YanıtlaSilİkincisi şubatta çıktığına göre daha çıkmaz diye düşünüyorum. Ben iki ve üçüncü kitabı ingilizceden okumuştum. Umarım yayınevi bu konuda acele eder.
YanıtlaSil