Kafes - Roxane Gay
Puanım 5/3,5
Bir kafesin içindeydim ve bu, içine tıkılacağım kafeslerin sadece ilkiydi...Varlıklı bir ailenin kızı olan Mireille Duval Jameson, yaz tatili için kocası ve oğluyla birlikte Haiti'deki ailesinin yanına gelir. Bir öğleden sonra, sahile inmek üzereyken silahlı adamlar tarafından kaçırılır.
Haiti'de sıkça görülen kaçırılma vakaları çoğu kez pazarlıklar sonucu kısa sürede son bulmaktadır. Ancak onun durumu farklıdır çünkü babası talep edilen yüklü miktardaki fidyeyi ödemeyi reddederek pazarlık etmeye kalkar. Kızını kaçıran adamların ise buna niyeti yoktur. Böylece, genç kadının işkence ve tacizlerle dolu esareti başlamış olur.
O artık hiç kimsedir. Esareti boyunca kendisine dayanma gücünü ise hiç kimse olduğunu düşünmek vermiştir. Bu yüzden de iki farklı kadına dönüşür: her şeyi hatırlayan ve hiçbir şey hatırlamayan…
"Roxane Gay'in en büyük başarısı, hikâyesini oturttuğu temele pek çok farklı unsuru titizlikle dahil edebilmesidir."
-The New York Times-
"Bu kitapta basit bir kaçırılma olayından çok daha fazlası var. Roxane Gay romanına politik ve sosyolojik gözlemlerini de katarak ortaya oldukça gerçekçi bir hikâye çıkmayı başarmış."
-Chicago Magazine-
"Kafes'i okurken duygudan duyguya geçiş yapacak, Mireille'in hayatta kalma savaşına tanıklık ederken kendinizi çoğu kez 'onun yerinde olsam ne yapardım?' sorusunu sorarken bulacaksınız."
-Cosmopolitan-
Bu tarz kitapları okurken çok etkileniyorum. Aslında sevdiğim bir tür değil. Daha doğrusu keşke gerçek olmasa da var olmasa demek istediğim bir tür. Ama sıkça okuyorum. Kitapta yazar ipuçları vermekle birlikte aslında Miri'nin başına gelenleri detaylandırmamış ki zaten gerekte yok. İlk yarısı kendi tabiri ile Kafes'te bulunduğu zamanı, ikinci yarısı da sonrasını anlatıyor.
Spoiler olabilir.
Kitapta boşluklar vardı bana göre mesela kurtulduktan sonra kocası ile arasında olanlar, Miri'nin kocasını çokta suçlamaması .. Aslında Michael suçlu değil ama sonrasında yanında kendini güvende hissetmesi çok makul gelmedi bana kaçırılırken de yanındaydı. Bundan sonra özellikle aynı adama güvenebilir miydim sanmıyorum. Duygusal anlamda da biraz zayıf buldum. Sonuçta kaçırılmışsın telefonda neden istediklerini söylemiyor. Ne zaman konuşsa inatla istediklerini yapmıyor ve iyi olduğunu söylüyor bu da babasının pazarlık kararını güçlendiriyor. Bu başına gelenleri hakettiği anlamına gelmiyor ama zarar görmeden geri gönderilen kadınlarda varmış. Daha güçlü ifadeler kullanılabilirdi. Bir de annesi dahil neredeyse kimsenin babasını suçlamaması çok korkutucuydu.
Ama geneline bakıldığında güzel bir kitaptı. Yoğun dram okumayı seviyorsanız tavsiye ederim. Ancak bu alanda okuduğum en inanılmaz kitap(bence) Leyla idi ki onuda tanıtmanın zamanı gelmiş sanırım..
Alıntılar:
''Kız çocukları erkeklerin olduğu bir dünyada asla güvende değil. Dolayısıyla güçlü olmayı öğrenmeleri gerekiyor.''
“Eğer baban parayı ödemezse, başına neler gelebileceği
hakkında hiçbir fikrin yok,” dedi Komutan. Sesi neredeyse üzgün geliyordu.
Ona bildiğim ismiyle hitap ettim. “Yaptıklanndan sonra
beni öldürmeliydin,” dedim.
Kendine Komutan adını takan Laurent
Charles beni fiilen öldürme cesaretini göstermedi ama ben işte
bu şekilde öldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder