Grey - E L James
Puanım 5/2
Tüm dünyada fırtınalar estiren "Grinin Elli Tonu" serisi devam ediyor!Şimdi Anlatma Sırası Christian'da…
Sende bir şeyler var Anastasia.
Uzak duramıyorum senden.
Ateşe uçan pervane gibiyim.
Seni fena halde istiyorum, hem de tam şu anda…
E L James, dünyanın dört bir yanında milyonlarca okuru kendine esir eden bu aşk hikâyesine, Christian'ın kendi ağzından; onun düşünceleri, duyguları ve hayalleriyle yepyeni bir bakış açısı getiriyor.
Christian Grey her konuda kontrolü elinde tutmayı seviyor; dünyası düzenli, disiplinli ve bomboş - ta ki Anastasia Steele, biçimli bacakları ve birbirine girmiş uzun kahverengi saçlarıyla ofisine düşene kadar. Christian onu unutmaya çalışsa da anlayamadığı ve karşı koyamadığı bir duygu fırtınasına kapılıyor. Daha önce tanıdığı bütün kadınların aksine utangaç, saf Ana sanki Christian'ın "iş dünyasının züppe harika çocuğu" maskesinin altındaki buz gibi, yaralı kalbini görebiliyor.
Ana'yla birlikte olmak Christian'ı her gece uykularını kaçıran çocukluk korkularından kurtarabilecek mi? Yoksa karanlık cinsel arzuları,
kontrol takıntısı ve kendine duyduğu derin nefret bu kızı uzaklaştırıp ona sunduğu hassas kalbi parçalayacak mı?
Bu kitap tam bir zaman ve para kaybı. Seriyi beğenmiş olduğumdan dolayı 2 puan veriyorum ama kesinlikle 1 puanı hakediyor. Eğer bu kitap çıktıktan sonra seriyi okuyacak olsam ilk kitap yerine bunu okur öyle devam ederdim. Böylece Ana'nın o mızmız iç sesine daha az maruz kalmış olurdum.
Grey benimde beklediğim bir kitaptı ancak aynı kitabı aynı cümlelerle öbür kişinin ağzından yazmak okurları salak yerine koymaktan başka bir şey değil. Bu yazarın okurlarına hiç saygısı olmadığının göstergesi bence..
Aynı şeyleri sadece 80 yada 100 sayfası farklıdır, insanlara bir daha satmak çok yanlış. Kendimi kandırılmış hissettim. O kadar ki kitabın son 100 sayfasını bıraktım ki bu benim hayatımda bir ilk.
Ne kadar beğenmesem de kitaplarımı mutlaka bitiririm. Ancak okuyan ve yorumlayan yerli ve yabancı bloggerlara baktığımda onlarda da aynı isyanı görünce bitirmeye gerek kalmadı.
Hele ki aynı kitabın filmi çıktıktan sonra aynı şeyleri 4 ay sonra satmak. Bu kitabın sadece kapağını sevdim. Gerisi çöp..
Aslında Grinin Elli Tonu erotizm ağırlıklı olmasından dolayı çok fazla eleştiriye maruz kalmıştı ama ben Christian'ın psikolojik durumunu çok merak ediyordum. Acaba bu adam içinde ne yaşıyor olabilir. Ne olmuş ki böyle olmuş diye..
O yüzden de kafamda erotik romansın yanı sıra aslında psikoloji türü olarak ta yer etmişti. Keşke kısa novella tarzında hikayelerinin devamını yazsaydı Christian'ın bakış açısıyla, araya da geçmişi sıkıştırsa harika bir hikaye ortaya çıkabilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder