2016/09/27

Evernight Akademisi / Kum Saati Kitap Yorumum


evernight akademisi kum saati ile ilgili görsel sonucu

Evernight Akademisi / Kum Saati
Claudia Gray
Puanım 5/4

Ölüm ve sonsuz yaşam arasındaki ince çizgide yürüyen Bianca, hayata tutanabilecek mi?

Bianca ve Lucas, tanıştıkları vampir okulu Evernight Akademisi'nden kaçıp Siyah Haç adlı fanatik vampir avcıları topluluğuna sığınmıştır. Bianca avcıların arasında hayatta kalmak için doğaüstü kökenini gizlemek zorundadır ama Siyah Haç, genç kızın arkadaşı Balthazar'ı ele geçirince saklanmak gibi bir seçeneği kalmaz. 

Çok geçmeden Bianca ve Lucas yine kaçmaya başlar ancak bu sefer peşlerinde hem Siyah Haç hem de Evernight Akademisi'nin güçlü liderleri vardır. Ancak ne kadar uzağa giderlerse gitsinler genç kız kaderinden kaçamayacaktır. Bianca, aşklarının her şeye göğüs gerebileceğini düşünmüştür… Peki, aşkı onları bekleyen felaketten de sağ çıkabilecek midir? 

Gray bir kez daha, kesintisiz macera ve tutku dolu aşkı kitabın şaşırtıcı finaline kadar dengede tutmayı başarmış. Okurlar, bir sonraki kitabı sabırsızlıkla bekleyecek." 
-Booklist-

"Serinin bu kitabında çok daha fazla macera ve sonunda çözülmemiş çok daha fazla sorun var. Okurlar bir sonraki kitabı heyecanla bekleyecek." 
-School Library Journal-

"Atlatılan büyük tehlikeler, son dakikada yapılan kurtarma operasyonları ve dudak uçuklatan bir son… Serinin hayranları daha fazlasını istemeden duramayacak." 
-Voya-

"Gray'in evreninde vampirler ve hayaletler arasındaki savaş hem yeni hem de ilgi çekici." 
-Children's Literatur'e-

Üçüncü kitabı kesinlikle tahminlerimin ötesinde bitti. Akademiden yangın esnasında kaçan Bianca, Raquel ve Lucas Siyah Haç'a katılıyor ki burada delirdim. Tamam dürüst olalım kime kızarsam kızayım türümün tek katili olan bir topluluğa yardımcı olmak mı? Bianca karakteri beni çok kızdırıyor.

Neyse ki örgütün iç yüzünü onları öldürmeye karar verdiklerinde gördüler ki bu da çook sonra oldu. Lucas ile birlikte olmaları harikaydı. Ancak mantıken kendini ne olduğundan habersiz bir kızın bu kadar değişim yaşarken ebeveynlerinden uzak kalmasını saçma buldum. 

Romeo ve Juliet, Aşk için herşeyi yaparım da sevdiğim adam ölümsüzlüğü istemiyor diye ölmeyi kabullenmek bilemedim. Her neyse arka arkaya okuduğum bu serinin dördüncü kitabını da bir an önce okumalıyım ki aklımda bir rafa kaldırabileyim. Seriyi henüz okumadıysanız ve vampirler, hayaletler arasında romantizm ve aksiyon seviyorsanız okumalısınız. Hem son kitabı dışında hepsi çıktığı için beklemenizde gerekmez.

Dip Not: Bu tarz seriler kitap atlama olmadan okunur. Kimse üçten beşten başlamaz ancak yazar inatla her kitapta önceki kitapta ki olayların devamında geriye dönük açıklama yapıyor. Yapılabilir tabi ki ama ben arka arkaya okuduğum için gereksiz geldi.

Evernight Akademisi / Yıldız Avcısı Kitap Yorumum


evernight akademisi yıldız avcısı ile ilgili görsel sonucu

Evernight Akademisi / Yıldız Avcısı
Claudia Gray 
Puanım 5/4

Bianca'nın kaderinde annesi ve babası gibi bir vampir olmak vardır. Ancak vampirlere özel Karanlıklar Akademisi'nde Lucas'a kalbini kaptırdığında durum karmaşık bir hal alır. Lucas, onun türünü yok etmeye ant içmiş bir vampir avcısıdır ve ayrı yollara gitmek zorundadırlar.

Bianca, Lucas'ı tekrar görmek için her şeyi göze almıştır; bu, Siyah Haç avcılarıyla yüzleşmek ya da Karanlıklar Akademisi'nin güçlü vampirlerine ihanet etmek anlamına gelse bile. Genç kızın sırları onu yalanlarla dolu bir hayat sürdürmeye zorlar.

Ancak sırları olan sadece Bianca değildir. Bir güç okula saldırıp Bianca'yı hedef alınca, geçmişe dair bir gizem ortaya çıkacaktır. 
Ve bu daha başlangıçtır…

"Okumaya başlayınca bırakmak istemedim. Bir sonraki kitap için sabırsızlanıyorum."
-L.J. Smith, The Vampire Diaries'in yazarı-

"Kalp atışlarını hızlandıracak bir gerilim, tutkulu bir aşk ve gotik detaylarla zenginleştirilmiş serinin bu ikinci kitabı da bir solukta okunacak."
-Booklist-

"Claudia Gray okuyucularından sır saklamaya devam ettiği sürece, Romeo ve Juliet'i anımsatan kan davaları, paranormal aşk ve lise entrikalarıyla örülü bu hikâye bitmeyecek."
-School Library Journal-

Okurken Bianca'yı kafamda eleştirip dursam da elimden bırakamadığım bir devam kitabı oldu. Bu sefer daha çok sevdim ama şu kitaplarda ipuçlarını görmezden gelme kısmından ve bir şeyleri saklama telaşından gına geldi artık. 

Bianca, iki vampirden dünyaya gelmiş ve bir yanı vampirken bir yanının insan olduğunu düşünüyor. Her iki türünde özelliklerini taşıyor ancak vakti geldiğinde ölüp yeniden dirilmek zorunda olmaktan hoşlanmıyor. Bunu yapmazsa ne olacağı hakkında da bir fikri yok çünkü ailesi ondan bunu saklıyor. Söylenen yalanları görmezden gelemeyince ailesi ile ipleri kopuyor.

Karanlıklar Akademisi'nin yeni sorunu Hortlaklar ancak nedense Bianca ilk gördüğü zaman bunu ciddiye almıyor ve sonrada başkaları ile paylaşmayı unutuyor!! Kurguda bunun gibi sinir bozucu kısımları saymazsak çok beğendim.

Lucas ile arasında ki ilişkiyi korumanın tek yolu ise gizli gizli onunla buluşmak ki akademi sınırları içinde bu çok zor.. Ta ki bir müttefik olarak Balthazar'ı ikna edene kadar.. Balthazar'ı çok sevdim. Lucas karakteride kötü değil ancak Balthazar, daha egolarından sıyrılmış bir karakter.. Maalesef her seride olduğu gibi iki aşk arası durumu burada da her iki muhteşem erkek karakterle gerçekleştirilmiş. Devam kitabı olarak çok başarılı buldum..
 



2016/09/25

Evernight Akademisi / Sonsuz Gece Kitap Yorumum


evernight akademisi sonsuz gece ile ilgili görsel sonucu

Evernight Akademisi / Sonsuz Gece 
Claudia Gray 
Puanım 5/4

Bianca'nın hayatı hiç de istediği gibi değildir. Gotik ve ürpertici Evernight Akademisi'nin öğrencileri güzel, zeki, hatta neredeyse yırtıcıdır ama Bianca onlardan biri olmadığının farkındadır. 

Yakışıklı ve gizemli Lucas'la tanıştığında ise genç adam ona dikkatli olması gerektiğini söyler: Bianca kalbini ona kaptırmamalıdır. Bu uyarıya rağmen aralarındaki güçlü çekime karşı koyamayan genç kız, Lucas'la birlikte olabilmek için her riski göze almaya hazırdır. 

Onları ayırmak ve Bianca'ya inandığı her şeyi sorgulatmak için fırsat kollayan karanlık güçler, bu aşka engel olabilecek midir?

"Romeo ve Juliet tarzında işlenmiş gençlik aşkı ve asırlardır süren düşmanlıkla örülü, birinci sınıf, güçlü bir roman." 
-Romantic Times Book Reviews-

"Okurlar, Evernight Akademisi ve öğrencileri hakkında yeni şeyler öğrenmek için sabırsızlanacak." 
-Kliatt-

"Gray'in tarzı okuru daha ilk sayfada yakalıyor ve beklenmedik gelişmelerle iyice kendine çekiyor. Kitabın yoruma açık sonuysa bir sonraki kitabın heyecanla beklenmesini sağlıyor. Vampir hikâyelerini sevenler kaçırmasın." 
-School Library Journal-

"Romantik öykülere, yatılı okullara ve vampirli maceralara meraklı genç okurlar ustaca yazılmış bu romana bayılacak." 
-Children's Literature- 


2014 yılında yayınlanmış olan serinin ilk kitabı Sonsuz Gece'yi yeni okuma fırsatım oldu. Vampir serilerinin artan yoğunluğunda kendimi sadece vampirlere kaptırmamak ve okuma çeşitliliğimi korumak adına bazı serileri pas geçmiş devam kitaplarını beklemiştim. Seri beş kitaptan oluşuyor ve bu yıl dördüncüsü yayınlandı. Son kitabı BALTHAZAR henüz çevrilmemiş.

Hikayenin kurgusu çok şaşırtıcı değil en azından benim gibi çok sayıda vampir kurgusu okuyan okurlar için biraz basit bile kalmış derdim ama arada ki orijinallikler bu farkı kapatıyor. Kitap inanılmaz akıcı sürekli bir sonraki sayfayı bekleyerek okudum. Zaten kısa olduğu için hemen bitti. Konusunu anlatırken biraz spoiler vereceğim o yüzden bundan sonrasında rahatsız olacak olanlar dikkat etmeliler.

Bianca 16 yaşında bir kız, ebeveynlerinin öğretmen oldukları Karanlıklar Akademisinde okumak zorunda ancak buranın öğrencilerinin kendisinden çok farklı, mükemmel, acımasız ve züppe olduklarını düşünüyor. Utangaçlık sorununu da eklersek okulun açılış günü tam bir kabus.. Ustaca planladığı kaçışı! sırasında tanıştığı Lucas'a karşı hissettiği çekim sayesinde okulun ilk günü onun için tamamen farklı bir hale geliyor. Akademi gotik ve tamamen kapalı bir yapı, korunaklı geniş bir arazi içerisinde izole edilmiş. Öyle ki telefonlar bile çekmiyor.

Hikayenin vampir hikayesi olduğunu bizler bildiğimiz için neredeyse ortalara kadar vampirlerden bahsedilmemesi basit düşünülmüş bir şaşırtma olmuş bence. Sonuçta Bianca özel bir vampir, bunu bilerek yetişiyor ancak sanki bir insan öğrenci gibi aktarıyor bize gariplikleri.. ( Herkesin yemeklerini odalarında yemesi gibi.. ) Bu açıdan hayal kırıklığına uğradığım için 1 puan kırdım.

Vampirlerle karışık insanların okuduğu bu okulda, vampirler günümüze uyum sağlamaya çalışıyor ve insanlardan sırlarını saklıyorlar. Bu da aslında insanların güvende olmadığı bir okulda okumak için yüksek paralar ödemeleri anlamına geliyor. Bianca'nın aşık olduğu Lucas'ın düşman askeri olduğu öğrenilince işler karışıyor. Bianca'nın kendi türü ile düşmanları arasında tercih yapması gerekiyor.

Sonuçta eksikliklerine rağmen hikayeyi ve kurguyu sevdim. Hemen ikinci kitabını okumaya başladım. Serinin devamında yazarın bu eksiklerini kapatacağını umuyorum. 






2016/09/22

Buz İkizler Kitap Yorumum


buz ikizler ile ilgili görsel sonucu
Buz İkizler - S.K. Tremayne
Puanım 5/5

Birbirinin tıpatıp aynısı 6 yaşındaki ikiz kızlarından Lydia balkondan düşerek ölünce, Sarah ve Angus Moorcroft çifti yeni bir başlangıç yapma umuduyla İskoçya'nın küçük bir adasına taşınır.

Küçük kızları bir gün, "Neden bana Kirstie deyip duruyorsun anne? Kirstie öldü, ben Lydia'yım" dediğinde ise dünya tekrar başlarına yıkılacaktır.


Bu gerçekten mümkün olabilir miydi? Sarah ve Angus ikiz kızlarını karıştırmış mıydı? Sapsarı saçları ve buz mavisi gözleriyle birbirinin kopyası olan kızlarından hangisi ölmüştü?
İngiliz Sunday Times'ın 1 Numarası! Nefes kesen bir gerilim, akıl almaz bir final... Washington Post'un Hollywood'a Önerisi!

"Hem gizemli bir gerilim romanı hem bir hayalet hikayesi. S. K. Tremayne mahlasını kullanan Londralı gazeteci ve çok satan romanların yazarı, bütün unsurları ters-köşeler, içgörüler ve ürpertici anlarla kurgulayarak, okuyucunun her sayfadan tat almasını mümkün kılmış. Dokunaklı finaliyle Tremayne'in ustaca yazdığı bu roman, sinema filmine dönüşmesi halinde de çok başarılı olacaktır."  -Washington Post-


"Tek yumurta ikizi kız kardeşlerden birinin ölümü ve bunun ailede yarattığı etkileri anlatan tüyler ürpertici bir hikaye… Sır ve yalanlarla dolu bu psikolojik gerilim, okuyucuları son sayfaya kadar tutsak edecek."
-Library Journal-


"Buz İkizler'in kavrayışı, temposu ve atmosferi son derece etkileyici… Aynı zamanda son gerilim romanları arasında en akıllıca finale sahip."-
-Sunday Times (UK)-


"Ürpertici ve son derece zorlayıcı… Soğuk ve tüyler ürperten klostrofobik ada sınırları içinde geçen hikaye, sarsıcı ve inanılmaz yoğun bir finale doğru evriliyor."
-The Sunday Mirror (UK)-



Psikolojik gerilim ile hayalet kurgu arasında çok iyi bir denge kurmuş yazar. Her an bir köşeden hayalet fırlamasını beklerken bir yandan da ağır depresif olan karakterlerin iç dünyası olduğunu düşündüm. Sonunda ise her iki şekilde de yorumlanacak bir şekilde bırakmış.

Birbirinin tıpatıp aynısı olan kızlarından biri ölünce hayatta kalan kardeşin söylediğini kabul etmek zorunda kalıyorlar. Öyle ki DNA testi bile bu durumda belirleyici olamıyor. Bunun üzerine kendi acısında boğulan anne, kız ve eş çareyi taşınmakta buluyorlar. Halk arasında perili ev olarak adlandırılan küçük bir adada ki tek eve yerleşiyorlar ancak sorunlar burada daha da büyüyor.

Birbirinden nefret eden iki eş ve hayatta tutmaya çalıştıkları küçük kızlarının yaşadığı problemleri yazar çok iyi geçiriyor. Her ebeveynin bir gözdesi olduğu vurgulanmış ancak ikizleri arasında nasıl böyle bir ayrım yapabildiklerini anlamadım. Sarah'ın yasını tuttuğu en sevdiği kızı öyle ki hayatta kalan kızı annesinin kendisini daha çok sevmesi için ölen kardeşinin kimliğini alıyor. Angus ise durumu dengeleme çabasında karısı tarafından çok büyük bir yanlış anlaşılmaya maruz kalıyor. 

Bitmeyen suçluluk duygusu altından ezilen çiftin hayatta kalma mücadelesi ve yaptıkları hatalar üzerine olan bu kurguyu, akıcılığını, gizem unsurunun bol bol olmasını ve ters köşelerini çok sevdim.


buz ikizler ile ilgili görsel sonucu


2016/09/19

İtaatkar Kitap Yorumu


itaatkar tara sue me ile ilgili görsel sonucu

İtaatkar - Tara Sue Me
Puanım 5/3

Aşk en renkli fantezidir.

Abby King kütüphanede çalışan ve hayatı monoton olan genç bir kadındır. Onu diğer kadınlardan ayıran şey, zengin ve yakışıklı CEO Nathaniel West hakkında kurduğu çılgın ve karanlık fantezilerdir. Nathaniel ise hayatını bir dizi kurala göre yaşamaktadır: Hem ofiste hem yatak odasında kendisine itaat edilmesini ister ve onunla beraber olmak isteyen bir kadın öncelikle onun boyunduruğu altına girmelidir. 

Abby bir arkadaşından Nathaniel'ın yeni bir partner aradığını öğrendiğinde hiç düşünmeden Nathaniel'ın itaatkârı olmak için başvurur. Birlikte geçirdikleri tek bir hafta sonu bile Abby'ye artık Nathaniel'sız yapamayacağını göstermiştir. Nathaniel onun için daha önce varlığından bile haberdar olmadığı bir haz dünyasının kapılarını açmıştır. 

Kısa sürede Abby daha fazlasını istediğine karar verir ama koyduğu kurallarla etrafına duvarlar örmüş Nathaniel'a sevmeyi yeniden öğretmesi o kadar da kolay olmayacaktır. Yine de duygular kural tanımayacak ve aşk, fantezilerin en renklisi haline dönüşecektir.

"İnsanı etkisi altına alan, zeki ve gerçek kahramanları ile ateşli aşk sahneleri olan bir roman. Çok başarılı bir aşk hikâyesi."
-Christina Lauren, Harika serisinin yazarı-

"Bu kitap size Grinin Elli Tonu'nu unutturacak. Tara Sue Me çok yaratıcı ve İtaatkâr sizi esir alacak."
-Southern Fiction Review-

"Yeni bir erotik seriye seksi ve davetkâr bir başlangıç. İtaatkâr'ı kaçırmayın."
-Romance Reviews Today-

Bu kitabı nedense çok sevemedim. Sıradan bir erotik, bdsm romanı.. Eski Harlequen serilerine benzettim. Kurguda hiç bir orjinallik yok. Grinin Elli Tonu'nun daha basiti denebilir.  Ancak o kadar iyi değil. Ateşli sahneleri çok fazla ama karakterler ve yaşadıkları çok tanıdık. Sık sık başka romanlar aklıma geldi okurken.. Zaten aynı gün bitirdim.

Konusuna gelecek olursak Abby, başarılı iş adamı Nathaniel'e aşık. Onun aşk yaşamı hakkında tesadüfen öğrendiği bilgilerden sonra İtaatkar'ı olmak için başvuruyor. Hiç bilmediği bu dünyaya adım atınca saplantısından kurtulacağını sanıyor ama aksine kendini dahada büyük bir saplantı içinde buluyor. Nathaniel ise, kurallarına sıkı sıkı bağlı bir hakim. Abby'nin ona hissettirdiklerini kabullenmek istemiyor.

Hikayenin sonlarına doğru ortaya çıkan bazı sırlar vardı ama yinede çok basit düşünülmüş geldi bana. Hele çok güçlü bir hakim olan Nathaniel 'in birden kuzuya dönmesi tamamen liseli kız hayali gibi olmuş. Dili ve olay kurgusu akıcı olmasa okuyamazdım zaten. Serinin diğer kitaplarını da okurum muhtemelen ama çok merak ettiğimi söyleyemeyeceğim.










Kızım Kitap Yorumu


kızım jane shemilt ile ilgili görsel sonucu
Kızım - Jane Shemilt
Puanım 5/3,5

Asla ağlamaz. 
Sonbaharı çok sever. 
Bunu onlara söylemek istiyorum. 
Dökülen yaprakları çocuk gibi toplayıp saklar. 
O sadece bir çocuk. 
Bulun Onu.

Ünlü ve yakışıklı bir beyin cerrahıyla evli olan Jenny Malcolm, başarılı bir doktor ve üç çocuk annesidir. Mutlu, samimi bir ailedirler ve her şey yolunda gitmektedir. Fakat evin en küçüğü olan on beş yaşındaki güzel Naomi bir tiyatro gösterisinden sonra bir daha asla eve dönmeyince Malcolm ailesinin dışarıdan ideal görünen hayatı dağılmaya başlar. Genç kız âdeta buhar olup uçmuş, ailesi şaşkınlık ve acı içinde kalakalmıştır. Ancak aramalar hiç sonuç vermediği için olay giderek soğumaktadır. Her şeyi göze alan Jenny içinse araştırma henüz başlıyordur. Bulduğu şey çok rahatsız edicidir; güvendiği, tanıdığını sandığı ailesinin, özellikle de Naomi'nin büyük sırları vardır. İpuçlarını birleştiren Jenny yetiştirdiği kızdan çok farklı biriyle tanışacaktır. Kayıp kızını bulmayı saplantı haline getiren bir annenin yürek parçalayan, gerilim dolu yolculuğunun unutulmaz hikâyesi… Bu kitabı okuduktan sonra en yakınlarınıza bile daha dikkatli bakmak isteyeceksiniz.

"Çocuğunun kaybolması her annenin kâbusudur. Fakat bu kitapta basit bir kaçırılma gibi görünen olay kısa sürede çok daha karmaşık ve şaşırtıcı bir hal alıyor. Jane Shemilt, elinizden bırakamayacağınız bu romanı gerilim katmanları halinde kaleme almış."
-Tess Gerritsen-

"Genç bir kızın ortadan kayboluşunu konu alan bu merak uyandırıcı gerilim romanı hepimize çok tanıdık gelen bir duyguyu irdeliyor; çalışan annenin yaşadığı suçluluk duygusu…"
-Woman & Home-

"Bu kitaba kesinlikle bayıldık. On beş yaşındaki kızları bir gece ortadan kaybolduktan sonra hayatı bir anda altüst olan bir doktor ve ailesinin hikâyesi. Bu müthiş kitabın, yazarın çıkış romanı olduğuna inanmak çok zor." 
-Judy Finnigan-

"Nefes kesici bir gerilim romanı olmasına rağmen bir anne ve babanın sevgisine de son derece derin, yumuşak ve şefkatli bir bakış açısıyla yer verilmiş." 
-Tessa Hadley-

Psikolojik gerilim seven okuyucuların ve usta yazarların beğenisini almış olan bu kitabın dilini, akıcılığını, ana karakterin yansıttığı duyguları ve samimiyetini çok sevdim. Yazarın geçmiş ve bugün arasında ki geçişleri çok dozunda, merak unsuru ustalıkla işlenmiş. Elimden bırakmadan bitirmek istesem de iki günde bitti. Hep bir sonra bir önce nasıl yani diye gidip gelen hikayede beni hayal kırıklığına uğratan tek konu sonu oldu. 

Ana karakter Jenny, hayatını müthiş dengelemiş, çalışan bir kadın. Çocukları, eşi ve kariyeri arasında hobisi olan resimede zaman ayırabilen, günü dolu dolu hiç durmadan yaşayan ve aslında sürekli yorgun olsa da asla şikayet etmeyen Jenny, bir gece kızı eve gelmeyince bu mükemmellik tam ortasından dağılıyor. Polisle birlikte tüm ipuçları araştırılıyor ancak bir yıl sonra hala hiç bir iz yok. 

Bu arada kızının kaybolması ile ikiz olan oğullarınında problemleri olduğunu, evliliğinin ise bitmiş olduğunu fark eden Jenny, alt üst olan hayatını askıya alıyor. Gerçekler ise sonunda ortaya çıkıyor ki yazar ters köşe yapmak istemiş ama ben finalini hiç sevemedim. Bundan sonrası kesinlikle spoiler içerecek ancak takıldığım noktaları yazmak zorundayım.

Öncelikle Jenny klasik çalışan kadının suçluluğunu duyuyor denmiş ancak bundan da öte gerçekten hatalı. Sadece kızı değil oğluda sıkıntılı bir çocuk ancak o kendisini mükemmel olduklarına inandırmış. İşi ile evini birbirinden ayırması profesyonelce olabilir ancak hangi çocuk annesinin gün içinde telefonunu açmamasını hoş karşılayabilir. 

Mükemmelden aşağısını kabul etmemesi, aslında fark ettiği sorunları görmezden gelmesi ise cabası.. Bir insan çocuklarını bu kadar mı tanımaz. Aile içinde de pek çok konudan bihaber olduğu anlaşıldı ki.. Bu açıdan Jenny'ye çok kızdım. Finaline gelince ise yine sadece Jenny'nin varsayımı mevcut ki keşke kızının ağzından da bir kısım eklense ve neden bu tercihleri yaptığı anlatılmış olsaymış. Belki daha mantıklı olurdu o zaman. Kitap boyunca Jenny'nın bütün varsayımlarının nasıl içinin boş olduğunu gördük. Tabii ki tek sorumlu o değildi, kocası başka bir muamma ki sonuçta onun gizlediği gerçekler sayesinde olay çözülmüş oldu.

Sonuçta kitabı beğendim ama sonu tam bir hayal kırıklığı oldu ve bir sürü boşluk kaldı. 





2016/09/16

Isla ve Mutlu Son Kitap Yorumum


Isla ve Mutlu Son ile ilgili görsel sonucu
                Isla ve Mutlu Son - Stephanie Perkins
                                     Puanım 5/5

Isla ve Mutlu Son, hem tatlı bir aşk hem gerçekçi bir dostluk hem de John Green ve Rainbow Rowell sevenlerin ellerinden bırakamayacağı bir "ilk aşk" hikâyesi.

Aşk onları bir yaz günü, asla uyumayan şehrin sokaklarında yakalamıştı… Ama ya ona sahip çıkmak düşündükleri kadar da kolay değilse? 

Romantizme umutsuzca inanan Isla, lise birinci sınıftan beri kendini çizdiği karikatürler arasında kaybetmiş Josh'a âşıktı. Yaz tatili esnasında Manhattan'da yaşanan tesadüfi bir karşılaşma sonrasında Isla belki de aşkın o kadar da uzakta olmadığını fark etmişti. Ancak yeni okul yılının başlamasıyla Isla ve Josh, her genç çiftin karşılaştığı güçlüklerle yüz yüze gelmek zorunda kalmışlardı: ailevi sorunlar, gelecek kaygısı ve birbirlerinden ayrılmak zorunda kalabilecekleri gerçeği. 

Bu içinizi ısıtacak, tatlı aşk hikâyesi New York sokaklarını, Paris'in büyülü havasını ve Barcelona'nın ateşli atmosferini yansıtırken, sevilen başka iki çifti de yeniden okurla buluşturuyor: Anna ve Etienne, Lola ve Cricket. 

"Gerçekçi karakterler, zekice yazılmış diyaloglar ve büyüleyici bir aşk hikâyesiyle Isla ve Mutlu Son yazarın hayranlarının gönüllerini fethedeceği gibi, yazara kesinlikle yeni hayranlar da kazandıracak."  -School Library Journal, starred review-

"Stephanie Perkins'in karakterleri tam da bizim istediğimiz gibi, ama gerçekte ve temelli âşık oluyorlar."  -Rainbow Rowell, Eleanor & Park ve Fangirl'ün ödüllü çoksatan yazarı-

"Etkileyici genç karakterler ve sürükleyici bir aşk hikâyesi. İlk aşkın tüm fiziksel ve duygusal etkilerini okura yeniden yaşatacak büyüleyici bir roman."
-Kirkus Reviews-

"Baş döndürücü ve duygusal… Renkli ve hazır cevap karakterler, sürükleyici bir kurgu, Stephanie Perkins her defasında daha başarılı bir anlatımla geri dönüyor."
-RT Book Reviews, Top Pick-


Stephanie Perkins'in yarattığı karakterlerin masumiyetini, samimiyetini ve içimizden olmalarını o kadar seviyorum ki.. Öncelikle hikayeye bayıldım. Lola ve Anna'nın geldiği son kısmı ise büyük bir coşku ile okudum. Yazar tüm karakterlerin aynı yerde buluştuğu bir devam hikayesi yazsa tadından yenmez.

Isla, Josh'u gördüğü an ona aşık olduğunu anlıyor, Josh'ta öyle ama 3 yıl boyunca çeşitli nedenlerle bunu geri plana itiyorlar. Öyle ki Isla bildiğiniz platonik aşık.. Bu seferki ana karakterimiz Isla müthiş utangaç, kendi dünyasında kapalı bir kız.. Güvensizliklerini yazar o kadar güzel işlemiş ki bir an liseye döndüğümü hissettim.

Josh'u zaten önceki kitaptan tanıyoruz ancak ana karakter olunca iç dünyası ve vurdum duymazlığının altını görebildik ve bir o kadar daha sevdim. Aşk hiç bir zaman kolay olmaz ancak bu çiftin aşkları daha en başında çok büyük bir ayrılıkla sınanıyor ki evlerden uzak.. Her şeye rağmen risk alıp birbirlerini bulmalarına bayıldım.

Romantizmin yanı sıra yine sağlam bir dostluk ve kardeşlik hikayesinin bulunması çok güzeldi. Kurt, en yakın arkadaşı ki kendisi otizmli hikayede az olmasına rağmen çok sevdim. Öyle ki insanın her zaman etrafında kendisine gerçekleri olduğu gibi söyleyecek birisinin olması harika olurdu. Kardeşi Manhattan ile olan ilişkisi kardeşliği çok güzel anlatmış. Kısacası sade anlatımı ve karakterlerine bayıldım.

Alıntılar

'' Onun senden, senin ondan hoşlandığın kadar hoşlanabileceğine inanamadın asla. Seni bırakacağından korkuyordun. O yüzden önce senin onu bırakabileceğin bir konuşma başlatmak için o kavgaları çıkardın.''

'' Aynı anda çok fazla duyguyla doluyum. Kıskançlık. Hüzün. Öfke... Sevgilimi tanıdığımı sanıyordum ama görünüşe göre elimde sadece flu şipşak bir fotoğrafı varmış.''


'' Bunu içinde sen olduğun için sevdim. Hem güzel hemde çirkin kısımlarla beraber. Seni seviyorum. Her şeyini seviyorum.''


Yazarın Diğer Kitapları;
1) Anna And The French Kiss
2) Lola ve Komşu Çocuk









2016/09/15

Alera - Krallığın Kaderi- Cayla Kluver


alera krallığın kaderi ile ilgili görsel sonucu

Alera - Krallığın Kaderi
Puanım 5/4,5

Telafisi Olmayan Kayıplar, Sonu Görünmeyen Başlangıçlar Ve Yıkımların Arasında Ayakta Kalmaya Çalışan Bir Aşkın Finali.

Çökmüş bir ülkenin kraliçesi olan Alera, düşmanına âşıktır. Shaselle ise katledilen bir babanın kızı, amacı olan bir asidir. 


Biri eski Hytanica Sarayı'nın duvarları ardına sığınıp çok sevdiği ülkesinde barışın bozulmaması için bıçak sırtında yaşamaktadır. Diğeriyse savaştan harap olmuş sokaklarda, ailesinin başına gelen trajedinin intikamını almak için, isyan fısıltılarının izini sürmektedir. 

Alera ve Shaselle, onları sevdiklerinden ayıracak seçimlerle karşı karşıya kalırlar. Hikâyeleri kesişirken, ortada dönen bir komplo, kölelik, ölüm ya da yepyeni bir özgürlükle sonuçlanabilecek olayların fitilini ateşleyecektir. Tabii ikili, gerekli fedakârlıkları göze alabilirse...

"Bir solukta okuyacağınız, heyecan dolu olaylar ve aile trajedisiyle benzerlerinden sıyrılıyor."
-RT Book Reviews-


Serinin final kitabı çıkalı çok olmasına rağmen ben anca okuyabildim. Bunda biraz ikinci kitapta aksiyon ve acıların yoğunluğuna rağmen Narian & Alera ilişkisinin hız kesmesinin biraz da diğer kitaplara öncelik vermemin payı var. Öncelikle seriye bütün olarak bayıldım. En sevdiğim karakter Narian'ın bu kitapta kilit rolde olması ise okuma zevkimi arttırdı. 

Aşktan ziyade bir özgürlük mücadelesinin verildiği bir devrim kitabı demeliyiz sanırım son kitap için. Alera, ülkesinde başamir olarak bir kukladan fazlası olmaya çalışırken, Narian ile aralarında ki ilişkiyi herkesten saklamaya çalışıyorlar. Düşman işgali altında ki Hytanica halkının çektiği çileleri duydukça kendini barış içinde yaşama konusunda kandırdığını düşünen ancak bir türlü harekete geçemeyen bir Alera ile karşı karşıyayız ki ben bu karaktere çok kızdım.

Resmen bir ara aşktan gözü döndü ve her şeye gözlerini kapadı. Özellikle spoiler olmaması için anlatamadığım bir bölüm var ki çileden çıktım. London yine en sevdiğim karakterlerden biri oldu ki bu kitapta çoğunlukla kayıptı. Narian'a ise hikayenin sonlarına kadar güvenemedim. Tamam sevebilirim ama söz konusu olan bir ülke var.

Bu kitapta Steldor hakkında ki tüm düşüncelerim değişti. Zaman zaman üzülsem de sonu iyi bitti. Hikaye diğer kitaplardan farklı olarak iki karakter tarafından anlatılıyor ki halkın yaşadıklarını da bire bir anlayabilelim. Shasella, Steldor'un kuzeni ve babası kardeşine benzerliği dolayısıyla Ulubey tarafından öldürülmüş. Cockry askerlerine karşı müthiş bir öfke besleyen ateş gibi bir kız. Gerçi o da yaptığı hata ile neredeyse tüm direnişi mahvedecekti ancak şansına olaylar beklenmedik şekilde gelişti. İkinci kitapta saygımı kazanan Baş Rahibe Nantilam ise bu kitapta nefretimi kazanmayı başardı. :)

Final kitabına bayıldım. Tüm seriye yakışan harika bir devrim hikayesi.. 

Seri Sıralaması;
3) Alera - Krallığın Kaderi






Dikenler ve Güller Sarayı Kitap Yorumum


dikenler ve güller sarayı d&r ile ilgili görsel sonucu
Dikenler ve Güller Sarayı - Sarah J. Maas
Puanım 5/4

Kış çok ağır geçiyor. Feyre ailesini beslemek zorunda…
Bir gün, avlanırken av olmamak için öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar çalıyor kapısını. Ama Feyre'yi almaya gelen canavar bir hayvan değil, Tamlin...

Bir zamanlar dünyayı yöneten ölümcül, ölümsüz perilerden biri.

Feyre'nin, hayatı boyunca dehşet dolu hikâyelerini dinlediği perilerin diyarında yaşamaya başlamasıyla dünyası altüst oluyor. Kendini bildi bileli hissettiği şiddetli düşmanlık bu güzel ama tehlikeli ülkede bambaşka bir boyut kazanıyor.

Feyre'nin çok önemli bir görevi var: Ülkenin üstüne gittikçe çöken eski, karanlık gölgenin onu yok etmesini önlemek.

Dikenler ve Güller Sarayı dizisinin bu ilk kitabıyla yolunuz, nefes kesici bir maceraya ve beklenmedik büyüleyici bir aska açılıyor. Sarah J. Maas'ın bu serisi, George R. R. Martin tarzını seven kitap kurtları için ideal!

"Hem tutkulu ve romantik, hem de vahşi; çok güzel yazılmış bir efsane. Kesinlikle muhteşem."
-Alexandra Bracken-

Kitabı büyük bir merakla ve beklentiyle okudum. Beklentimin büyüklüğünden sanırım bazı yönlerden beni tatmin edemedi. Öncelikle yazarın kurgu dünyasının zenginliğine ve içeriklerine hayranım. Oluşturduğu karakterler ise daha önceki Cam Şato serisine göre daha zayıf kalmış bence.. Perilerin Dünyasını daha çok Feylere benzer bekliyordum ancak farklıydı. 

Konusuna gelirsek, Perilerden nefret ederek yetişmiş olan Feyre farkında olmadan hem Periler hemde İnsanların dünyasını felaketten kurtarabilecek, kilit duruma geliyor. Ancak yapılan lanet ve anlaşmaların sonucu olarak bundan haberdar edilemiyor. Perilerin dünyasında yaşamak zorunda kalınca aslında onların hem düşündüğünden daha iyi hem de daha kötü olduklarını görüyor. Ailesini korumak için savaşçı olarak yetişen Feyre'nin edindiği tüm deneyim ile her iki dünyayı kurtarması, aşkını ve kendisini kurtarması gerekiyor. 

Uğrunda yapacağı fedakarlık hayatı olacak olsa da bu konuda kararlı olan, güçlü bir ana karakter yaratmış yazar. Ancak sevemediğim ve havada kalan bazı yönler var kitapta.. Periler genelde küstah yaratıklar olarak anlatılır ki yazarda bundan aşağı kalmamış ama çok güçlü olan yaratıkların geri adım attığı noktalar fazla romantik geldi bana.. 

Her ne kadar havada kalan bölümleri olsa da, müthiş bir fantastik dünyaya sahip olan bu serinin devamını heyecanla bekliyorum.






2016/09/06

Paris'te Aşk Kitap Yorumum // Anna And The French Kiss


paris'te aşk stephanie perkins ile ilgili görsel sonucu

Paris'te Aşk - Stephanie Perkins
Puanım 5/4

Ah Aşk... Ne Seninle Ne de Sensiz... Bu kitabı okuduğunuz süre boyunca âşık olma hissi bütün benliğinizi saracak...

Anna; babasının isteğiyle lisedeki son yılını Atlanta'dan, evinden, annesinden, en yakın arkadaşı Bridgette'den ve hoşlandığı çocuk Toph'tan ayrı bir şekilde geçirmek zorunda kalmış ve Paris'teki Amerikan Okulu'na yazdırılmıştır. 


Hem alıştığı yaşam tarzından uzaklaşmak hem de yeni bir kültüre uyum sağlamaya çalışmak Anna için çok zordur. Fakat kısa zaman içinde kendine yeni arkadaşlar edinir. 

Tabii onu Paris'te özel hissettiren biri vardır: Etienne. Fakat Etienne başka biriyle ilişki yaşamaktadır. Anna; Etienne ve Toph arasında gidip gelmekte ve ait olduğu yeri yani "ev"ini aramaktadır.

Çok sevdiğim bir lisem vardı; artık yok.
Çok sevdiğim bir çocuk vardı; artık yok.
Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı; artık yok.

Artık Paris benim de evim.
Yeni arkadaşlar, yeni aşklar…
Ah aşk…
Ne seninle ne de sensiz…

Oysa ben imkânsızı değil, gerçek aşkı arıyordum.
Ama aşk, hayallerde yaşanamayacak kadar gerçek; hayalleri süsleyecek kadar pembeydi Paris'te…


Aslında amacım Isla ve Mutlu Son'u okumaktı ancak yazarın ana karakterlerinden Josh 'un Anna & French Kiss kitabının yan karakteri olduğunu ve sonraki zamanda geçtiğini öğrenince yazarın bu kitabından başlamak istedim. Öncelikle kitaplar seri değil yani birbirinden bağımsız okunabilir. Stephanie Perkins kesinlikle en sevdiğim karakter yaratıcılarından biri.. 

Karakterleri o kadar kusurlu ve gerçek hayatın içinden ki sevmemek elde değil. Dili çok sade ve akıcı olduğu için rahatlıkla okunabiliyor ve hikaye su gibi akıyor elinizden.. Kitabın ismine gelince Anna ve Fransız Öpücüğü çok güzelmiş neden değiştirmek istemişler anlamadım. Zaten orijinal adını kullansalardı çoktan okumuş olurdum. 

Konusuna gelirsek, Anna babasının entellektüel arkadaşlarına kültürlü görünebilmek için kızını gönderdiği Paris'te ki yatılı okula gitmekten nefret ediyor. Zaten o kadar ürkek ve içine kapanık ki ilk başlarda yemek bile alamadı. Neyse ki çok çabuk bir arkadaş grubuna dahil oldu ve Paris'e alışmaya başladı. Aslında hikaye salt bir aşk hikayesinden çok dostluk, ilk aşk ve aileleri tarafından yatılı okula terk edilen çocukların yaşamları ile ilgili.. Hele o kardeşini özlediği kısımları resmen içimde hissettim. Tatil için eve döndüğü zaman ise tam bir hayal kırıklığıydı.

“Paris’e hoş geldin, Anna. Seni burada gördüğüm için çok mutluyum.”

Hikayeyi ve karakterleri çok sevdim. Hele bir Etienne St. Clair var ki.. İlk aşkın midede oluşturduğu kelebeklerden, sokağa çıkma korkusuna her tema incelikle işlenmiş. Paris'te gezdikleri yerler ve kültürel anlatımlara da bayıldım. Ancak çeviride ve yazımda bazı hatalar vardı ki hikaye bu kadar içine çekmese beni çok rahatsız ederdi. 1 puan onun için kırdım zaten.. he birde orijinal kapağına bayıldım bu kapak her ne kadar yurt dışında kullanılmışta olsa çok ısınamadım.

Alıntılar

anna and the french kiss ile ilgili görsel sonucu

Öğle arasında, kalabalığı takip edip kafeteryaya gittim. Makarna çok güzel kokmasına rağmen sıraya girmeyip doğrudan meyveni-ve-ekmeğini-kendin-seç tezgâhına yöneldim.
Bu kadar ödlek biriydim işte. Menüden Fransızca sipariş vermektense açlıktan ölmeyi tercih ederdim. 

Uykumuz gelip artık konuşmaya halimiz kalmayana kadar bunu düşünüp durdum. Biz bir bütündük. Benim nefesim. Onun nefesi. Benim nefesim. Onun nefesi.
Bunu ona asla söyleyemezdim ama bu, doğruydu. Bu bütünlük, evimizdi. İkimiz için de.

Nasıl bu kadar aptal olabilmiştim?
Kendimi ona âşık olmadığıma inandırmayı nasıl başarmıştım?


Benim kendi arkadaşlarım, bize özel şakalarımız, kaçamak öpücüklerim vardı. Keşke annemler bana şu seçeneği sunsalardı: “Son yılını Atlanta’da mı yoksa Paris’te mi geçirmek istersin?”


Yazarın diğer kitabı Lola ve Komşu Çocuk Yorumum için tık tık!























2016/09/05

Uyanış Kitap Yorumum


uyanış jessica shirvington ile ilgili görsel sonucu

Uyanış - Jessica Shirvington
Puanım 5/3

Violet'ın tek isteği Lincoln'la olmak. Ancak Lincoln ikisini ayıracak kadar büyük bir sırrı saklıyor. Bir de Phoenix var. Aşırı tutkulu ve gizemli olsa da Violet'ın başı sıkıştığında hep yanında olan Phoenix. 

Violet bir gün kendisini meleklerin intikam peşinde koştuğu ve insanların savaşçı olduğu ışık ve karanlık arasındaki mücadelenin ortasında buluyor. 

Bu savaşta neleri feda edeceğine hemen karar vermesi gerekiyor. Yanlış seçim, sadece kendi hayatının değil, dünyanın da sonu olabilir.

"Kader, aşk ve yenilmez karanlık güçler üzerine büyüleyici bir hikaye." The Sun-Herald 

Bu yazarın İki Hayat Arasında kitabını o kadar çok sevdim ki bu kitabını görünce okumadan edemedim. Ancak hikaye başladığında daha önce okudum hissine kapıldım. Devamını hatırlayamayınca okumaya devam ettim ama ilk yüz sayfa bu histen kurtulamadım. Sonrasında ise hiç hatırlamadığım, gayet sürükleyici devam eden bir kurgu ile karşılaştım.

Sanırım başka bir hikayenin girişi ile çok benzer olmasından dolayı böyle hissettim. Özgür iradeleri olan melekler eğer isterlerse dünyaya sürgün ediliyorlar. İnsanlığın ele geçirilmemesi içinse kalan melekler bazı insanlara özel güçler bahşediyor. Grigori denen bu ırka mensup insanlar, sürgün meleklerle savaşmak için güçlerine uyanmak zorunda ve bu da bir seçim. Ki aslında değil!!

Violet aşık olduğu Linc'in onun kader ortağı olduğunu kendisinin ise bir Grigori olabileceğini öğrenince tam anlamıyla kafayı sıyıran bir ergen.. Güçleri henüz uyanmadan bile o kadar güçlü ki sürgünlerin hedefi oluyor. Ancak bir sürgün onun tarafında olduğunu iddia ediyor. Kime güveneceğine ve sonra ki hayatına devam etmek için vermesi gereken çok önemli kararlar alması gereken Violet ise tam bir ergen modunda..

Sonuçta melek kitabı sevenler okuyabilir ancak beni çok tatmin etmedi. Serinin devamı çevrilmemiş ki bende zahmete girip orijinal dilinden okumakla uğraşacağımı sanmıyorum. Sürükleyici anlatımı ile okunabilir ancak okunmasa da bir şey kaybettirmeyecek bir kitap...

Seri sıralaması;
THE VIOLET EDEN CHAPTERS ile ilgili görsel sonucu










Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;