2016/03/22

Ardında Bıraktığın Kadın Kitap Yorumum


Ardında Bıraktığın Kadın - Jojo Moyes
Puanım 5/5
Ardında bıraktığın kadını hatırlıyor musun? Paris'te Balayı devam ediyor…

Genç ve güzel Sophie, savaşa giden ressam kocası Édouard'ın yokluğunda ailesini ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıdır. Ancak işlettikleri otel bir Alman komutan ile askerlerine hizmet vermek zorunda bırakıldığında huzurlu evleri, korku ve gerilimin yuvası haline gelir. Ve tehlikeli Alman komutan, Sophie'nin büyüleyici tablosuna tutkuyla bakmaya başladığında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılır…

Neredeyse bir yüz yıl sonra Sophie'nin göz alıcı tablosu Liv Halston'ın evinde asılı durmaktadır. Ölen kocasının hediyesi olan bu tablo, Liv için tüm anılarını gömdüğü bir hazine gibidir. Ancak şans eseri tablonun karanlık geçmişi gün yüzüne çıktığında Liv'in hayatı bir kez daha alt üst olmanın eşiğine gelir…

Ardında Bıraktığın Kadın… Ne pahasına olursa olsun sevdikleri için mücadele etmekten asla vazgeçmeyenlerin öyküsü…

"Tatlı acı romanların ustası Jojo Moyes büyük aşk hikâyelerini en karanlık noktalarıyla ele alırken okuyucusuna alışılmış mutlu sonlardan çok daha fazlasını sunuyor."     -
Entertainment Weekly-

"Lezzetli bir olay örgüsü, capcanlı bir hayal gücüyle yaratılan karakterler ve karşı konulmaz aşklar…"      
-USA Today-

"Ardında Bıraktığın Kadın yüreğinize büyük bir darbe gibi inecek, baştan çıkarıcı bir roman."     
-The Washington Post-

"Kararlı ve yürekli âşıkların romanı… Son sayfayı çevirine kadar dünyadan koptuğunuzu fark etmeyeceksiniz." Los Angeles Times


"Hataları, cesaretleri ve tutkularıyla Moyes'in karakterleri sizi bambaşka bir dünyaya davet ediyor."     
-Library Journal-

"Yüz yıllık bir tablonun etrafında canlanan iki ölümsüz aşk hikâyesi… Bu romanı okumak sıradışı bir deneyim olacak."       
-Booklist-


Jojo Moyes bu romanında geçmiş ile günümüzün birleştiği, iki farklı zaman ve iki farklı aşkı harmanlıyor. Ne yazarsa yazsın, mutlaka duyguları en ince detayına kadar geçirmeyi başarıyor. Bunu öyle ustalıkla yapıyor ki kitabı bir an bile elinizden bırakmak istemiyorsunuz.

Ardında Bıraktığın Kadın, ikinci dünya savaşı döneminde ve günümüzde balayılarını Paris'te geçiren iki kadının aşkını bir tablo üzerinden birbirine bağlıyor. Olivia, çok sevdiği eşi ile balayını Paris'te geçirmiş ve eşinin o dönem ona hediye ettiği tablo, eşinin kaybından sonra tek dayanağı olmuş. Ekonomik nedenler dolayısı ile tabloyu kaybetmenin eşiğine geliyor ve bu mücadele sırasında tablonun geçmişinde ki sırları gün ışığına çıkarıyor.

Tabloda ki kadın Sophie ise, birinci dünya savaşı Alman işgali sırasında eşinin savaşa gitmesi üzerine, ailesini hayatta tutma mücadelesine girişiyor. Almanlara yemek vermek zorunda bırakıldığında, Alman komutanın tabloyu ve dolayısı ile onu çok beğenmesi üzerine, yaşadığı gerilim artıyor. 

Savaş, işgal ve aşk üçgeninin yaşandığı ilk hikaye ile, kayıp, mücadele ve yeniden aşkı bulma üçgeninin yaşandığı ikinci hikayenin harmanlanmasına bayıldım. Kesinlikle henüz okumadıysanız tavsiyemdir.

Dipnot** Bu kitap, bir novella olan Paris'te Balayı kitabı ile birlikte çıkmıştı. Ben önce Novellasını okudum ki bu da hikayeye giriş açısından çok faydalı oldu. 144 sayfa olan bu Novella'da her iki kadının balayı dönemi anlatılıyor.


Paris'te Balayı
Jojo Moyes'in merakla beklenen kitabı Ardında Bıraktığın Kadın'la tanışmak için küçük bir başlangıç. 

Âşıklar şehri Paris'te yeni evli iki çift… 

Genç ve güzel Liv, 2002 yılında zengin ve çekici bir mimar olan David'le evlenir. Rüya gibi bir balayı geçirme hayaliyle Paris'e gelseler de beklenmedik bir sorun evliliklerini daha ilk günden sorgulamalarına yol açar. Acaba aralarındaki büyük aşk onları bir arada tutmaya yetecek midir?

1900'lerin başında ünlenen ressam Édouard Lefèvre, tabloları için kendisine modellik yapan Sophie'ye âşık olur. Bir kadına bağlanmayı daha önce asla aklından geçirmemiş olsa da Sophie'nin, hayatının kadını olduğuna inanıp ona evlenme teklif eder. Ancak genç Sophie kısa bir süre sonra evlilik hayatının beklediğinden çok daha farklı olduğunu, aşkı için büyük fedakârlıklarda bulunması gerektiğini anlar…

Farklı yüzyıllarda yaşanan kadın erkek ilişkilerini, sevgiyi ve evliliği anlatan Paris'te Balayı, büyük aşkların ölümsüz olduğunu kanıtlıyor.

"Mutlaka etrafınızdaki insanlara da okutmak isteyeceğiniz sımsıcak bir kısa roman. Moyes karizmatik, inatçı ve hayattan ne beklediğini bilen karakterler yaratıyor."      
-Independent on Sunday-

"Paris'te Balayı kahkahalar attırıyor, yoğun hislerle gülümsetiyor ve bir bebek gibi ağlatıyor."     
- Closer-


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;