Kelebek Adası - Corina Bomann
Puanım 5/4
Binbir renk, binbir çiçek ve çay kokuları arasında yaşanan yasak bir aşk hikâyesi..
15 Şubat 1888 Çok sevgili Grace, geçen zaman zarfında beni bağışlayabildin mi, bilmiyorum.
Mektubumu hemen şöminenin alevlerine savurmayıp da okuyorsan eğer, acı acı gülümsüyorsundur herhalde. Bana bir şans vermeni bütün kalbimle diliyorum. Çünkü seni umutlandıracağını düşündüğüm bir haberim var. Sen buradan ayrıldıktan kısa bir süre sonra o, penceremin önünde belirip yakında senin yanına gideceğini söyledi. Senin adına saklamam için bana bir şey verdi çünkü kendine ait bir evi yok artık. Seni masallarda olduğu gibi eski duvarların arasından kaçıracağına ve ikinizin mutluluğu sonunda mutlaka yakalayacağınıza inanıyorum.
Sevgili kardeşim, sana söz veriyorum, her zaman senin ve sevdiklerinin yanında olacağım. Bunu hepinize borçluyum.
İçten sevgilerimle, Victoria
Kocasının ihanetini öğrenen Berlinli avukat Diana Wagenbach, İngiltere'de yaşayan teyzesi Emmely'nin ölümüyle dünyada yapayalnız kalmıştır. Teyzesinin malikânesinde genç bir kızın sararmış fotoğrafını bulanan Diana'nın karşısına bir sürü bilinmez çıkmıştır. Acaba bu genç kız, Diana'nın Seylan'da yaşamış olan büyük büyükannesi midir? Köklerini bulmak için dünyanın öbür ucuna gitmeyi göze alan Diana'yı, insanı frangipani çiçekleri ve çay kokusuyla sarmalayan Sri Lanka'da, atalarının hayatını değiştiren bir kehanet, hiçbir gücün tüketemediği yasak bir aşk ve ailesinin derinlere gömülü sırları beklemektedir.
"Kelebek Adası, Corina Bomann'ın kelimeleriyle yarattığı ve okuyucunun kalbinde gitgide büyüyen bir büyüye sahip." -Amazon.com-
"Seylan çayının izinde bir aşk romanı." -Histo-couch.de-
"Sıcak yaz akşamları için biçilmiş kaftan, bir kere başladığınızda elinizden bırakamayacaksınız." -Mobil-
"Corina Bomann, Kelebek Adası'yla okuyucusuna eksiksiz bir aile destanı sunuyor."
-Kwick.de-
"Bu romanın kahramanları içinize o kadar işleyecek ki kitabı bir an bile elinizden bırakmak istemeyeceksiniz." -Buchwelten.wordpress-
Öncelikle kitabın kapağına bayıldım. Bu kadar iyi hissettiren bir kapaktan kötü bir hikaye çıkmayacağını düşündüm ki yanılmamışım. Kurguda aşk, sevgi, kayıp, gizem, aile dramı ve bol miktarda gizem ile araştırma mevcut.
Sarah Jio gibi iki zamanı anlatıyor ve geçmiş ile günümüzde ki karakterlerin duygularını harmanlıyor. Bu tarz romanlar usta bir yazarın elinden çıkmazsa kesinlikle hayal kırıklığı olur ki bu açıdan yazarı takibe almaya karar verdim.
Sarah Jio gibi iki zamanı anlatıyor ve geçmiş ile günümüzde ki karakterlerin duygularını harmanlıyor. Bu tarz romanlar usta bir yazarın elinden çıkmazsa kesinlikle hayal kırıklığı olur ki bu açıdan yazarı takibe almaya karar verdim.
Günümüzde ki hikayedeki karakterimiz Diana, Almanya'da bağımsız çalışan bir avukat, eşinin kendisine ihanetini öğrenip altüst olmuşken aldığı bir telefonla (Sebastian diyelim :) ) teyzesinin ağır hasta olduğunu öğreniyor ve tam zamanı deyip soluğu İngiltere uçağında alıyor.
Teyzesinden kendisine miras kalan malikane ile ne yapacağını düşünürken, kalan mirasın sadece malikane değil aynı zamanda geçmişten gelen ve çözülmesi gereken bir sır olduğunu anlayınca, hayatını yoluna sokmak için bir mola verip her şeyden uzaklaşarak Sri Lanka'ya gidiyor.
Geçmişten gelen hikayemizde ise Grace , İngiltere sosyetesine mevcut olan ailesinin mal varlıklarını kaybetme noktasına geldikleri bir dönemde tanışmadığı amcasının ölümü ve mirası üzerinde o yıl ki sosyeteye tanıtım balosuna hazırlanırken kendisini Sri Lanka, Seylan'da çay üretim çiftliğinde buluyor.
Değişen iklime alışmaya çalışırken aynı zamanda hayal bile edemeyeceği egzotik bir ülkede bulunması yetmemiş gibi bir de tabiri yerindeyse bir vahşi olan Viktrama'ya aşık olunca işler resmen yaşından ve boyundan büyük hale geliyor.
Değişen iklime alışmaya çalışırken aynı zamanda hayal bile edemeyeceği egzotik bir ülkede bulunması yetmemiş gibi bir de tabiri yerindeyse bir vahşi olan Viktrama'ya aşık olunca işler resmen yaşından ve boyundan büyük hale geliyor.
Bu iki hikayede ki bilinmezler, 36 yaşında hayatı hiç beklemediği bir yere gelmiş olan bir kadının hem kendi içine hemde aile geçmişine yaptığı bu yolculuğa bayıldım. Grace'in hikayesini daha çok merak ettim. Sık sık adı geçen frangipani çiçeğide neymiş dedim.(Benim cehaletim bilmiyordum.) Resmine bayıldım. Hawai düğün çiçeği olarak ta geçiyormuş..
Tam soğuk günlerde elimizde kahvemizle okuyacağımız bir roman olmuş. Hikaye ortalarda biraz yavaşladı ve kendini tekrar eder gibi oldu ama çabuk toparladı. Genelinde gayet akıcı gitti. Good Reads yorumlarının da iyi olması beni şaşırtmadı.
http://hadibirdeburdanbak.weebly.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder