Yeşil Deniz Kabuğu - Sarah Jio
Puanım 5/5**
Yirmili yaşlarda hayat daha kolaydı. Özellikle de konu aşk olduğunda. Biriyle tanışıyordun, sen onları seçiyordun, onlar seni seçiyordu. Birlikte dünyayı fethedebilirdiniz. Paris'e taşınabilirdiniz. Bir sürü çocuk sahibi olabilir veya çiftçilik yapabilirdiniz. Günlük tuttuğunuz zamanlarda yazdığınız her şeyi yapabilirdiniz. Hayaller, parlak, çarpıcı renklerde yaşanacaktı. Hayat sizindi, ikinizindi. Her şeye birlikte göğüs gerip birlikte yaşayabilirdiniz. Hayatınızı birine bağlardınız ve gerisi önemini kaybederdi. Peki ya şimdi?
"Sarah Jio, her kitabında olduğu gibi, aşk hikâyesini, geçmişi ve gizemi birlikte harmanlayarak içinizi ısıtacak, okuduktan sonra kolay unutamayacağınız bir roman sunuyor. Yeşil Deniz Kabuğu, geçmişin kolay kolay peşimizi bırakmayacağını, dönüp dolaşıp bizi bulacağını son derece tatlı ve merak uyandırıcı bir dille anlatırken, bir yandan da Kailey'yle birlikte çıktığımız bu, zamanlar arası yolculukta, geride bıraktıklarımızı, hayatımızdan silinip gidenleri ve kendi geçmişimizi düşünmemizi sağlıyor. Yazarın ve türün hayranları kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacak. Henüz Sarah Jio'yu hiç okumadıysanız buradan başlayabilirsiniz." -Tuğçe'nin Kitaplığı-
"Klasik bir Sarah Jio değil, bir Sarah Jio klasiği. Sürükleyici bir aşk hikâyesi... Okurken umudu, hüznü ve aşkı içinizde yaşayacağınız, aşkın en derinlerde olduğunu hissedeceğiniz etkili bir yolculuk. Daima kalbinizdeki sese kulak verin, aşkın hep var olduğuna inanın. İçinizdeki sonsuz sevgiye dokunmak istiyorsanız kesinlikle okumalısınız." -Sarah Jio Turkey-
"Sarah Jio okuyucusunu her kitabında biraz daha şaşırtarak çıtayı yükseltiyor. Merakla okuyacağınız; romantizmi, vefayı, gerçek aşkı hissedeceğiniz bir hikâye." -Seyhandan.blogspot.com-
"Sarah Jio, her kitabında olduğu gibi, aşk hikâyesini, geçmişi ve gizemi birlikte harmanlayarak içinizi ısıtacak, okuduktan sonra kolay unutamayacağınız bir roman sunuyor. Yeşil Deniz Kabuğu, geçmişin kolay kolay peşimizi bırakmayacağını, dönüp dolaşıp bizi bulacağını son derece tatlı ve merak uyandırıcı bir dille anlatırken, bir yandan da Kailey'yle birlikte çıktığımız bu, zamanlar arası yolculukta, geride bıraktıklarımızı, hayatımızdan silinip gidenleri ve kendi geçmişimizi düşünmemizi sağlıyor. Yazarın ve türün hayranları kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacak. Henüz Sarah Jio'yu hiç okumadıysanız buradan başlayabilirsiniz." -Tuğçe'nin Kitaplığı-
"Klasik bir Sarah Jio değil, bir Sarah Jio klasiği. Sürükleyici bir aşk hikâyesi... Okurken umudu, hüznü ve aşkı içinizde yaşayacağınız, aşkın en derinlerde olduğunu hissedeceğiniz etkili bir yolculuk. Daima kalbinizdeki sese kulak verin, aşkın hep var olduğuna inanın. İçinizdeki sonsuz sevgiye dokunmak istiyorsanız kesinlikle okumalısınız." -Sarah Jio Turkey-
"Sarah Jio okuyucusunu her kitabında biraz daha şaşırtarak çıtayı yükseltiyor. Merakla okuyacağınız; romantizmi, vefayı, gerçek aşkı hissedeceğiniz bir hikâye." -Seyhandan.blogspot.com-
"Evet," dedim. Sözcükleri kalbimi sızlatmış, bir akupunktur iğnesi gibi hem canımı yakmış hem de kendimi iyi hissettirmişti. "Şimdi sıra sende, sen de onun hayatını kurtaracaksın."
Bu kitap için ne yazmalı bilemedim. Çok sevdim. Elveda Haziran en sevdiğim kitabıydı ama bu onun yerini aldı. İçinde aşk, hüzün, fedakarlık ve mutluluk hepsi vardı. Bazen geçmişe dönüyor, bazen bugünü yaşıyor. Aşkın gerçekte ne olduğunu sorgulayacağınız müthiş bir roman olmuş. Yazarı zaten seviyordum ama her kitabında kendini aşarak bir sonraki hikayesinin merakına sarıyor beni..
Yazarın bir diğer sevdiğim özelliği de yazarken gereksiz ayrıntılara takılacağına hikayeyi sosyal olaylarla dolduruyor. Hiç bir satırı okurken gözlerimi devirip kendini yine tekrar etmişe girmedim. Bu kitapta evsizlerden bahsetmiş. Herkesin düşündüğünün aksine hepsi madde bağımlısı değil, çok farklı nedenlerden dolayı evsiz olabilirleri düşündürüyor. Okumadıysanız, mutlaka okuyun derim.
Hikayede 3 ana karakter var bence.. Kailey, Cade ve Ryan ..İlk kez bir aşk üçgeninde üç karakteri de çok sevdim. Konusuna gelince zaten yukarıda söylenenler yeterli olacaktır, spoilera girmeden başka birşey söylemem imkansız..
Bir yanım, Bu adam kim, daha da önemlisi kim olduğunu sanıyor? diye düşünüyordu. Diğer yanımsa, Ömür boyu neredeydi, niye karşıma çıkmadı? diye merak ediyordu.
Otuz yaşındaydınız veya otuz beş. Gökkuşaklarından çok yağmur bulutlarının olduğu ve insanın kendisinden başka kimsesinin olmadığı artık açık ve netti. Hayaller ölmüştü. Günlüğünüzün anahtarını kaybetmiştiniz. Hatta günlüğünüzü yakmıştınız.
Yıllar önce yirmi beş yaşınızda ve coşkuluyken sevdiğiniz adamla olduğu kadar şiddetli yanmasa da artık daha istikrarlı bir şekilde yanıyordu bu ateş. Sizi sıcak tutuyordu. Sonra bir gün gökkuşaklarını yeniden fark ediyordunuz. İşteyken pencerenizin önünde bir gökkuşağı beliriyordu.
Sonra çocukluğumdan gelen, kalbimde kabaran bu anı parçalarının, arkamda duran adamdan kaynaklandığını fark ettim. Onunla birlikteyken nerede olursam olayım evimdeydim.
Nemli gözlerine baktım ve kendi gözyaşlarımı sildim. "Sana her zaman borçlu olacağım."
"Daha iyi bir planım var," dedi. "Bir gün sen de benim hayatımı kurtarsan da ödeşsek nasıl olur?"
Beni bu şekilde görmesinin ona verdiği acıyı yalnızca tahmin edebilirdim.
Damadı kendisi olmayan bir gelin.
"Çok güzel görünüyorsun," dedi. "Senin en güzel gelin olacağını her zaman biliyordum."
Gözyaşlarıyla, "Seni seçtiğim ıçın teşekkür mü ediyorsun?" dedim. "Cade, sen seçeceğim tek kişisin."
"Dikkatli olman gerek," dedim. "Lisede şampiyon bir yüzücü olabilirsin ama yüzmeyi henüz tekrar öğrenmedin, unutma.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder