2016/02/04

Bu Adam Kitap Yorumum


This Man Trilogy Series - Bu Adam 
Jodi Ellen Malpas - Puanım 5/4
Genç iç mimar Ava O'Shea'nin, Manor'da onu neyin beklediğine dair hiçbir fikri yoktu. Ava başvuru görüşmesinde karşısına sıradan, hantal bir beyin çıkacağını düşünür, ancak karşısına müthiş yakışıklı, özgüveni yüksek, zevk peşinde koşan ve bu uğurda hiç sınır tanımayan bir çapkın olan Jesse Ward çıkar.

Ava, bu adamdan etkilenmemeye çalışır ancak adamın içinde uyandırdığı tutkuları da kontrol edemez. Kalbinin bu adamı asla bırakmayacağını bilir ama içinde bir ses ona kaçması, ondan uzaklaşması gerektiğini söyler. Fakat onu deli gibi isteyen Jesse, ona sahip olmak için her şeyi yapacak ve gitmesine asla izin vermeyecektir.

'Erotik romanların son yazarından şehvetli, seksi bir üçleme…'  -Marie CLAIRE-



Uzun zamandır erotik romans tarzında bir kitap okumuyorum. Bu yüzden çok duyduğum Bu Adam kitabını okurken zevk aldım. Konusu her ne kadar diğer çok tutan erotik romanslardan farklı olmasa da yazarın kalemi akıcı. Çeviride ve yazımda bir iki hata vardı ama okumayı zorlaştıracak kadar değil. Üç kitaptan oluşan bir seri, 2012 yılında basılmış ancak ülkemizde 2015 yılında çıktı. Çok beğenip okumak isteyenler umarım çok bekleyip orijinal dilinde okumak zorunda kalmaz.

Konusuna gelince Jesse çok boğucu ve hükmedici bir adam olmasına karşın Dominant olduğunu reddediyor ve kitabın sonuna eklenen kendi ağzından yazılmış ek'e göre de değil. Bende artı puan almasının en büyük nedeni kurguda BDSM olmaması.. Kırbaçlar, bağlamalar,vs. olmamasına karşı erotizmi çok yoğun olduğundan, erotik romans okumaktan rahatsız olan insanların uzak durması gerekir. Ben özellikle aramasam da aşk romanlarında ki erotizmden rahatsız olmadığım için kolayca okudum.

Jesse karakterini sevdim. Hükmedici tavırları inanılmaz boğucu ama şiddete baş vurmayacağı ya da her şeye rağmen çekip gitmeyeceği için eğlenceli sayılabilir. Özellikle o özgüven dediği ama düpedüz küstahlık olan tavırları yok mu? Beni benden aldı tabii son anda yalvarma aşamasına kadar.. Böyle güçlü erkeklerde ki bu kırılganlık ve dibe çökme halini seviyorum. Sanıyorum bu romanların yazarlarının kadın olmasından kaynaklanan bir durum bu..  

Ava karakterinin aslında bağımsız ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir karakter olması kurguda ki erkeğin her ne kadar her zaman ki gibi ultra zengin olsa da, maddi çekim düşüncesini ortadan kaldırıyor. Kitabın sonu aynı elli ton ve benzerlerinde olduğu gibi yine bir klişe ayrılık sahnesi ile sona erdi ki bu daha önce ki yazılarımda da söylediğim gibi çok can sıkıcı.. Özellikle de üç kitabı çıkmış olan bir seride acaba ayrı mı kalacaklar diye merak edecek halimiz yok herhalde.. 

Yaş meselesine gelirsek, nasıl bu kadar rahat olabildiğine inanamadım. Kitabı okurken beynimde öğrenebileceğim yüzlerce yol geçti. Yine merak unsuru eklenmek istemiş ama 50 yaşında olacak hali de yok. Yani kaç yaşında olabilir ki?

Sonunda Jesse'nin işini öğrenince şaşırmadım aslında aklımda okurken böyle mi bu diye geçirmiştim ama ihtimal vermemiştim. Yani kim bir oteli başka bir şeyle karıştırabilir ki, saflığında bir sınırı var değil mi ? Ama Ava'da yokmuş. Birde bunun üzerine ayrılık uydurabilmesi yazarın .. Neyse daha fazla spoiler olmasın..
Kate ve Sam karakterini de çok sevdim merak ettim. Son olarak ta kitabın kapağı diyelim. Elli Ton'a inanılmaz benziyor. Ama ben sevdim.

“Kate, ben de tam olarak bilmiyorum ki ne hissettiğimi. Çok nazik ve sevgi dolu oluyor bazen. Bana o kadar güzel şeyler söylüyor ki aklımdan çıkmıyorlar ama sonra bir anda öfkeli, mantıksız bir kontrol manyağına dönüşüveriyor. Sürekli beni kontrol altında tutmaya çalışıyor!”

Ayaklarım yerden kesilip omuzlarının üzerinde taşınmaya başladığımda çığlık attım.
“Ben sana ne dedim? Benden kaçamazsın.” Ses tonu tamamen hükmediciydi. Beni daha genç ya da kendisini daha yaşlı hissettiriyordu. 

“Kaç yaşındasın?”
“ Yirmi beş. ”
Araba hareket ederken gözlerimi kapattım. “Kaç yaşında olduğunun bir önemi yok.”
“Yok mu gerçekten?”
“Gerçekten yok. Hiçbir şeyin önemi yok, seni her şekilde seviyorum.”

“Kahretsin Sarah! Kapıyı vursana!” diye bağıdı Jesse. Ona bağırması içten içe hoşuma gitmişti. Göz ucuyla Sarah’ya baktım. Her zamanki gibi rüküş ve yapmacık görünüyordu.
“Sonunda ona da derileri giydirdin ha?” dedi yapmacık gülümsemesiyle ve kapıyı vurup çıktı. Hayatımda birinden bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;