2016/01/26

Sonsuz Gökyüzünün Altında Kitap Yorumu


Sonsuz Gökyüzünün Altında - Veronica Rossi
Puanım 5/5
Ölmenin milyonlarca, yaşamanınsa tek bir yolu var. Tehlike dolu bir dünyada sıradışı bir ittifak..
Dünyaların ayırdığı ancak kaderin birleştirdiği bir aşk..

Aria bütün yaşamını Hayal'in korunaklı kubbesi altında geçirmiştir. Genç kadının bütün dünyası bu izole şehrin duvarlarıyla sınırlıdır. Ona Dışarı'da soluduğu havanın bile ölümcül olduğu öğretildiğinden Hayal'in kapılarının ardında neler uzandığını tahmin dahi etmemiştir. Annesi kaybolunca onu bulmak için Dışarı'daki çorak araziye çıkmak zorunda kalır ancak hayatta kalmanın çok zor olacağının bilincindedir.

Dışarı'dayken Perry adında bir Yabancı'yla tanışır. Bu yabani adam da birini aramaktadır ve Aria'nın hayatta kalabilmek için tek şansıdır. İki genç, aradıkları sorulara cevap bulabilmek için birbirlerine umut ışığı olacak ve sıradışı birliktelikleri Sonsuz Gökyüzünün Altında yaşayan insanların kaderini belirleyecek bir bağa dönüşecektir…

"Hayal gücünüzü ve yüreğinizi etkisi altına alacak."    -Justine-

"Unutulmaz bir distopik şaheser."        -Examiner.com-

"İlham verici, olağandışı ve büyüleyici."     -Kirkus Reviews-

"Rossi'nin romanı bütün sınırları aşmış ve deneyimli bir sanatçının şaheserine dönüşmüş."        -School Library Journal-

Okuyalı bir süre oldu o yüzden bazı detayları hatırlayamayabilirim ancak uzun zamandır okuduğum en akıcı, dili en yalın ve kesinlikle kurgu anlamında bir kaç adım ileri atlamış bir kitap.. Yazarını hem kurgudan hemde kaleminden dolayı tebrik etmek gerekir. 

Bu sefer ki distopik dünyamızda beni en etkileyen faktör Eter Fırtınaları oldu. Gökyüzünü komple kaplamış olan bu rengarenk eter bulutları dünyada yaşamı neredeyse imkansız hale getirmiş ve tabii ki seçkin bir grup Hayal adı verilen bir tesiste sterilize edilmiş, teknolojinin uç noktasında yaşamaktadır.(Bana The 100 dizisinde dağda yaşayanları hatırlattı.) Ancak burada ki insanların bir dezavantajı var. Dışarıda yaşamaya bağışıklık sistemleri izin vermiyor. Akıllı göz denen bir aletle, simülasyondan simülasyona geçiş yapıp herşeyi üç boyutlu ortamda deneyimleyebiliyorlar. Baş karakterlerimizden Arya Hayal'de yaşamaktadır.

Birde bağışıklık sistemi bir şekilde evrim geçirmiş, yaşadıkları mutasyondan dolayı görme, işitme, koklama gibi duyuları fazla gelişmiş ve Hayal'de yaşayanların Yabancılar yada Vahşiler dedikleri insan grupları var. Kendi aralarında bilmemelerinden kaynaklanan bir güvensizlik ve nefret yerleşmiş iki grup.. Diğer baş karakterimiz Perry ise bir Yabancı'dır.

Hikayemiz Arya'nın kayıp annesini bulmaya çalışırken arkadaşı tarafından saldırıya uğraması ve onu av için Hayal'e sızmış Perry'nin kurtarması ile başlıyor. Saldırgan Soren Hayal'in başkanının oğlu olduğundan dolayı Arya dışarı atılıyor. Ancak genetik şansından dolayı bağışıklık direncini tamamlıyor. Ancak hiç bilmediği dış dünyada Yabancılardan daha tehlikeli kabileler, yamyamlar mevcutken hem hayatta kalması hemde annesini bulması için hiç güvenmediği Perry'ye ihtiyacı var. Aynı şekilde yeğeni Hayal'e kaçırılan Perry'nin de onu tekrar bulması için ikametçi Arya'ya ihtiyacı olunca kendi aralarında bir anlaşma yapıyorlar. 

Aralarında ki aşk çok yavaş gelişiyor. Doğru olanı da bu zira her ikisi de diğerinden nefret ediyordu. Aksiyonu hiç kesilmeyen sürekli diken üstünde okunan bu arada da duyguları eksik etmeyen mükemmel bir kurgu üzerine yazılmış. Her iki karaktere de bayıldım. Perry'nin klanı gerçekten vahşi ama insanı yönlerini kaybetmemiş. Bir de Cinder var ki ... Kesinlikle distopya ve fantastik sevenlerin çok severek okuyacağını düşünüyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;